“Bu bezmiş hayatların
örselenmiş öyküsü / Metropolde dayak yemiş şiirlerin öncüsü
/ Ve sözcüsü, yasaklanmış hicivlerin döngüsü” - Bu satırlar
rhyme açısından “Yazıldı şiirler ve tütsülendi gökyüzü /
Bu toprağın var her yerinde kahramanlık öyküsü” (“Kara
Toprak Cover”) dizelerini, içerik açısındansa “Çıktık Yine
Yollara” ve “Depresyon Oteli” şarkılarını anımsatıyor.
(Bu “bezmiş hayatların örselenmiş öyküsü” daha önce bu
şarkılarda konu edinilmişti.) Norm burada toplumsal dramlara
değiniyor ve sanat ile eleştirel düşüncenin körelmesinden
şikâyet ediyor.
“Bir şiirin metropolde
dayak yemesi” hayali epey ilginç. Bu hayalin altında yatan
düşünceyi açmaya çalışalım: “Metropol hayatı” dediğimiz
hayat birtakım kalıplar çerçevesinde yaşanan bir hayattır;
kendisini bu hayatın akışına kaptıran bir bireyin kaygıları da
(maddi kazanç, kabul görme, istediklerini satın alabilme vs.)
hemen hemen bellidir. Bu tür klişe bir yaşantıya sahip olan
kişilerin duygusal tarafları zayıflayabilir ve ortaya maddiyatçı,
hazcı... bireyler çıkabilir. Böyle bir ortamda “şiir” gibi
bir sanat da ötelenebilir veya o da tüketim maddelerinden biri
hâline gelebilir. (Marketlerde manav reyonunun yanında satılan
veya sosyal medyada paylaşılmak üzere fotoğrafı çekilen
kitapları düşününüz.) Norm Ender de -kendisini bir anlamda şair
olarak gördüğü için- şiirin üstünlüğünü savunuyor.
Ender'in “sözcü” ve “öncü” konumda olması da tanınır
bir rapçi olmasından kaynaklanıyor.
“Yasaklanmış hicivler”
- Yukarıda tarif ettiğimiz yaşantı birtakım klişe öğretilerden
beslenir, bu yaşantıyı eleştirenlere de “Peki ne yapmayı
planlıyorsun? Bir baltaya sap olmayacak mısın? Yuva kurmayacak
mısın? Herkes aptal, bir sen mi akıllısın?” gibi söylemlerle
karşılık verilebilir. Daha da ötesi, bu çizgidışı düşünceler
belli yaptırımlara sebebiyet verebilir. (Bu konuyu “Türkçe
Rap'te Okul ve Eğitim Sistemi Eleştirisi” başlıklı yazımızda
irdelemiş idik.) Norm da “yasaklanmış hicivler” derken bu
noktaya temas etmiş.
“Memlekette Türkçe rap
mi? İşte ömür törpüsü” - Norm Türkçe rap'in geldiği
noktaya “Benim Stilim” ve “Mekânın Sahibi” gibi şarkılarda
da temas etmişti.
“Ne o kuzen? Yeni düzen
marjinal ve postmodern / İndi bindi bir toplumda olmuş'unuz post
modem” - Norm burada klasik alaycı tavrını takınıyor ve -“Hey
keş, ortamınız leş” ve “Hey Mike, atsana bir like”
cümlelerinde olduğu gibi- basit kafiyelerle akılda kalıcılık
sağlamaya çalışıyor. “İndi bindi bir toplum” ibaresi
insanımızın her gün yeni bir şeyler öğrenmeye çalışıp
bunların hiçbirini içselleştirememesiyle alakalı, denebilir.
(İçinde debelendiğimiz Doğu-Batı ikilemi; kişisel gelişim ve
diyet gibi konularda her gün yeni bir fikrin savunulması; bir
yandan Masterchef Türkiye'nin, diğer yandan gelin-kaynana yemek
programlarının izlenmesi vs.) “Post modem” de “modem sonrası”
demek; yani Norm “İnternet sonrasında biraz afalladınız.”
gibi bir mesaj veriyor.
“Adımı clickbait için
var mı ağza almayan” - Norm burada primciliği eleştiriyor; bunu
biraz önce eleştirdiği internetin diliyle yaparak hicvini
pekiştirmiş oluyor.
“Kaldı mı lan rap
hakkında hiçbir fikri olmayan?” - “Bu sene değere bindi bizim
Hiphop kültürü” (“Konu Kilit”) gibi bir söz. Burada,
herkesin rap'e yönelmesi sonucu kalitenin düşmesinden ve rap'i
yarım yamalak bilen kişilerin rap hakkında konuşmasından şikâyet
edilmiş. Aslında Norm “Mekânın Sahibi” şarkısıyla bu
kesime malzeme verdi ve reklamlarda oynadı; şimdi bu durumdan
şikâyet etmesinin ne derece samimiyet içerdiği tartışılır. Şu
var ki kendini bu kitleye de kabul ettirebilme yolunda adımlar
attığını düşünüyor olabilir; ama bu insanların fikirlerini
ne derece değiştirebildiğini bilemeyiz.
“Be muhterem sıkıldın,
kaoslu gündem arıyorsun” - Norm bu cümleden itibaren bir tipin
eleştirisine geçmiş; bu nokta da “Kezban” şarkısıyla
benzerlik gösteriyor.
“Kusura bakma, sana
bakınca Neyzen oluyorum.” ~ “Severken Mevlânâ'yım, söverken
Neyzen'im.” (“Kara Toprak Cover”)
“Moğollar da eşlik
ediyor: 'Bir şey yapmalı' " - Burada da ustalara selam çakma
anlayışı devam ettirilmiş.
“Senin jargonunda
söylesem: Moruk beni bi' sal” - “Konu Kilit” de bu jargondan
hareket edilen bir şarkıydı.
“Hiç ihtiyacım yok hiç
sahte dostlara / Duygusuz, samimi olmayan afili pozlara / Hiç
ihtiyacım yok hiç, böyle mutluyum” - Ender burada kendini övmüş,
bir yandan da kendi tavrını karşısındaki insana olumlu örnek
olarak sunmuş.
“Sevmiyorsan işte yol,
çünkü ben buyum.” ~ “Sizi takmıyorum, bu da benim stilim.”
(“Benim Stilim”)
“Gördüğüm bir sorun
olursa şarkılarıma taşıyorum.” - Norm burada da “rap'in
hikmeti”nden bahsetmiş ve “Ben protest rapçiyim.” mesajı
vermiş.
“Bu fitneler fesatlar,
pusuya yatmış hesaplar” ~ “Yine kem gözler üzerimde, yay gibi
oklar gerilmiş”. (“Sonumu Görüyorum”)
“Ve sanma bu dertleri ben
ellerim cebimde aşıyorum.” - Norm rahat bir imaj çizdiği için
dertsiz tasasız zannediliyor olabilir, Aura albümünün
kapağında da elleri cebindeyken çekilmiş bir fotoğrafı vardı;
ama burada “İmaja aldanmayın.” demek istemiş.
“Bir dakika dur, sakin
ol. (...)” - Buradan sonrası da didaktik ve satirik özellikler
gösteriyor. Buradaki eleştirinin “Kezban” şarkısını
hatırlattığını yukarıda söyledik, “Bak çocuk” hitabı da
“Depresyon Oteli”ni anımsatıyor denebilir. Bununla birlikte
Ender “Depresyon Oteli”nde muhatap aldığı çocukla empati
kuruyordu, bu şarkıda ise onu eleştiren kişileri karşısına
almış ve bir yandan alay etmiş, bir yandan da nasihat vermiş.
“Yarın için bir düzen
kur.” - Norm'un söylediklerini yukarıda hâkim düzen karşıtı
düşünce bağlamında ele almıştık, ama Norm bu sözüyle düzen
fikrine tamamen karşıt olmadığını dile getirmiş; yani onun
istediği şey “sınırsız özgürlük” değil, gençlerin
ayaklarını yere sağlam bastığı, daha iyi bir düzen.
“Bak çocuk, papağan
olmuş ağzınızda rhyme, flow” - Bu cümlede anlatım bozukluğu
var. Papağan olan şey aslında o çocukların kendisi;
bahsettikleri rhyme ve flow değil. Her neyse, Norm burada dinleyici
kitlesinin birtakım klişe kriterlerle onu yargılamasından
rahatsız olduğunu dile getiriyor ve “Edebî değer sadece
bunlarla ölçülmez; metaforik ve mizahî anlatım da önemli.”
demiş oluyor. Bu hususta haklı olduğunu belirtmeliyiz.
“Onun tenasül uzvunuzdan
hiçbir farkı yok.” - Norm burada -“Deli” ve “Mekânın
Sahibi” şarkılarında olduğu gibi- üstü kapalı bir küfre yer
vermiş. Aslında burada da muhatap aldığı kitlenin jargonundan
bir alıntı yapmış, “s*k gibi” ibaresini farklı bir şekilde
söylemiş.
* * *
Özetleyecek olursak; Norm
Ender “Ben hâlâ aynıyım, işlerimin kalitesinde bir düşüş
yok.” mesajı vermek için önceki şarkılarından bir çeşit
potpori yapmış diyebiliriz. Klip de benzer şekilde biraz karışık.
Norm “Mekânın Sahibi”nde “Beni dinler devrimci gençler”
demiş, daha sonra bu sözüne “Atatürkçülüğü kastediyorum.”
diyerek açıklama getirmişti. “İhtiyacım Yok” klibinin bir
yerinde konser sahnesinin arka ekranında bir Atatürk fotoğrafı ve
dalgalanan Türk bayrağı gözüküyor, klibin tam o anında geçen
sözler de “Ben buyum.”. Klipte konser görüntülerine ve
Norm'un hayranlarıyla yan yana geldiği karelere yer verilmiş;
Ender bu karelerle hem dinleyicilerine selam çakmış, hem de onu
sevmeyenlere “Seviliyorum, kudurun.” mesajı vermiş. Ara ara
beyaz boyalı, boş bir mekânda gözükmesi de “Etkileyici bir
fona ve ciddi bir prodüksiyona ihtiyacım yok.” mesajını
içermekte. (“Deli”, “Mekânın Sahibi” ve “Konu Kilit”
kliplerinde işin reklam ve prodüksiyon kısmı şarkıların
seviyesini geçiyordu denebilir; Norm burada “Mesele onlar değil.”
demek istemiş.) Klipte ara ara maskeyle gözükmesi de -“Konu
Kilit” klibinde olduğu gibi- toplumsal sıkıntılara değinme
maksatlı. Klibin sonuna doğru dansçı bir bayanın gözükmesi çok
gerekli bir detay değil gibi, ama o da klipteki karmaşayı
beslemiş.
“İhtiyacım Yok”
şarkısı içerdiği alt metin açısından dikkate değer ve
keyifle dinlenebilecek bir parça olmuş; öte yandan takınılan
alaycı tavır eleştiriye açık. Şarkıya puanımız ise 10
üzerinden 7,5.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder