9 Ocak 2021 Cumartesi

ALEM DM - DÜNYA DIŞI DÜŞLER ALBÜM ANALİZİ


        Alem DM, 2018'de çıkardığı Extra albümünden sonra birkaç single'a imza atmıştı; bu şarkılardan son üçü (“Bulamadım Sizi”, “İnadım İnat” [feat. Yuvi], “Buna Değdi”) melankolik trap idi. Dünya Dışı Düşler albümü de baştan sona trap sound'unda. Bundan önceki albümlerinin altyapıları kendisine ait olan sanatçı bu sefer -“Buna Değdi”de olduğu gibi- Beatmallow'la çalışmış. Albümde toplam 7 şarkı var.

        1- “Anlatsana Kendini”

        Oldukça hoş bir parçayla albüme giriş yapıyoruz. Beat gayet güzel, rhyme ve redif de baştan sona süreklilik içeriyor. Sözler klasik (iki verse artı nakarat) olacak şekilde düşünülmemiş; tekrar eden kısımlar tekrar etmeyenlerden fazla. Bu tercih şarkının kimi dinleyiciye doyurucu gelmemesine sebep olabilir; ama dinledikçe alışılıyor ve altyapıya da uygun bir tercih.

        Parça kısa olmasına rağmen yer yer didaktik, yer yer melankolik, yer yer de battlevari sözler içeriyor. Kısa bir parçanın daha homojen olması beklenebilirse de Alem kafasında türlü türlü sorunlarla boğuşan bir bireyi canlandırmak istemiş diyebiliriz; zaten verse'ün sonunda “Sorunluyum kafadan” diyor. “Uzaktan kavuşma da var yakından sarılmadan” cümlesi de içinde bulunduğumuz süreçte daha bir anlam kazanıyor.
8,5/10

        2- “Bul”

        Bulmak fiilinin lirizm, satirizm ve didaktizm etrafında işlenmesiyle ortaya çıkan “Bul” şarkısı, flow açısından dinleyiciyi ilk şarkıdan daha fazla yakalıyor diyebiliriz. Cümlelerin kısa oluşu ve tonlamalar mesajlardaki vuruculuğu arttırmış diyebiliriz; parçada bir iki küfre yer verilmiş olması da bu noktayla bağlantılı. Nakaratın bu mesajları dengeleyici şekilde melankolik olması güzel bir tercih; bununla birlikte tümden melankolik olan bir şarkıya da yakışabilirdi.

        Birkaç cümlede kelime seçimi açısından ufak pürüzler var:

– “Havası tavanı bul” - “Havası tavan” yerine “egosu tavan” denebilirdi; belki de “ego” kelimesi ileride geçeceği için tekrara düşmemek maksadıyla “hava” tercih edildi. Farklı bir ihtimal de iki kelime arasında ünlü uyumunun gözetilmiş olması.

– “Ne desem anlamaz, kültürü yok ama laf atıp tutanı bul.” - Bu cümle biraz sıkışık olmuş. Baş tarafını “Ne desem anlamaz, kültürü yok.”, ikinci kısmını da “Kültürü olmadığı hâlde laf atıp tutanı bul.” şeklinde düşündüğümüzde anlam tamamlanıyor. Ayrıca “laf atmak” ve “atıp tutmak” iki ayrı deyimdir; “laf atıp tutmak” kullanımı ritim doldurmak için tercih edilmiş olmalı. (Laf atmak kişinin yüzüne karşı / bulunduğu ortamda yapılan bir eylem iken atıp tutmak kişinin arkasından yapılır.)

– “Yukarıdan bakanı bul” - Burada kendini beğenmişlik kastediliyorsa “yukarıdan bakan” yerine “tepeden bakan” denmesi daha uygun olabilirdi; ama yine ünlü uyumu açısından (yukarıdan - bakan - kıskanan) böyle bir tercihte bulunulmuş olabilir. Öte yandan, bu ifadeyle kastedilen şey sadece kibir olmayabilir. Hayata karışmadan, bir şeyleri kendi bulunduğu konumdan izleyen ve zaman zaman insanların hayatını yönlendiren kişiler de kastedilmiş olabilir. (“Kimi yukarı çıkar, memleketi izler.” [Deli Sorular] derken olduğu gibi.)

– “Arkadan konuşan, birleşip doluşan itleri yapanı bul” - Burada “yapmak”tan ziyade örgütlemek veya o insanları o şekilde yetiştirmek söz konusu. “Yapmak” kelimesi daha çok yetiştirmek, insanların bu karakterden öteye geçebilecek yönlerini köreltmek gibi anlamlarla ilişkili. Bu açıdan anlamlı ve kafiyenin seyrine de uygun bir kelime seçilmiş; ancak yadırganabilecek bir ifade.

– “Bul kullanıp atanı, işini görünce depoya katanı bul” - Burada “katmak” deyince akla depodan ziyade “koleksiyon” kelimesi geliyor. Depoyla ilişkili olarak daha çok atmak veya koymak fiilleri akla gelir; ama atmak fiilinin dizede iki kere geçmemesi ve “atanı” ile kafiye oluşturması için katmak fiili tercih edilmiş.

– “Parası kalbinin kasası” - Para kasanın içindeki şeydir, burada ise direkt paranın kasalığı şeklinde bir metafor düşünülmüş. Burada devreye ikinci ve biraz daha müphem bir metaforun girdiği düşünülebilir. “Kalbin kasası” derken kastedilen şey kalp için en çok önem taşıyan şey (Baş köşeye neyi koyuyorsanız artık); dolayısıyla alt metafor bu. Üst metafor da -kalp için önemli olanın para olması sebebiyle- paranın kasayla bir tutulması şeklinde ortaya çıkıyor. Bu da ortaya tenasüpten ziyade biraz yadırgatıcı bir metafor çıkarmış diyebiliriz.

– “Bir şeyi başarıp ipe sap olamadın” - İp ile sap birbiriyle bağlantılı kavramlar; ancak sap olmak durumu baltayla alakalıdır. “Bir baltaya sap olmak”tan bozma olarak “Bir s**e sap olmak” deyimi de kullanılabiliyor. Buradaki kelime de otosansür olarak “ip”le değiştirilebilir. “İpe sap olmak” da bu dolaylı anlatım tercihinin doğurduğu, ilk bakışta anlaşılmaz duran bir ifade. (Bu direkt Alem'in ürettiği bir deyim olmayabilir; ama dil bilgisi açısından doğru değil.)

        Bu tür ifade pürüzleri dinleyiciler tarafından kolay fark edilemeyebilir; biz de üzerine eğildikçe fark edebildik. Bunlar şarkıyı aşağı çekebilecek detaylar olsa da şarkının genel havası içinde çok da rahatsızlık vermiyor diyebiliriz.
9/10

        3- “Değişmez Sabahım”

        İlk şarkılardaki didaktik ve satirik öğe bu şarkıyla beraber yerini saf melankoliye bırakıyor. Snippet'ta en hoşumuza giden kesit bu şarkının kesiti olmuştu. Alem DM bu şarkıda da bir tek kelimeye (sabah) bağlı kalmış ve şairane dizeler yazmış. Sözler beat'in yumuşak ve nostaljik havasıyla birleşince ortaya çok güzel bir şarkı çıkmış. Ayrıca nakaratın “Değişmez sabahım” cümlesinin tekrarına dayanması değişmeme kavramıyla da uyumlu bir tercih olmuş. “Rahatlamak için yarının sabahı beklenir, oysaki yıllardır değişmez yarının sabahı” cümlesi ana fikri özetliyor diyebiliriz. Baştan sona auto-tune, dinleyenleri biraz yorabilir ama parça auto-tune'un en çok yakıştığı şarkılardan biri olmuş (Yine de verse'lerde auto-tune kullanılmasa fena olmazdı tabii). Albümün en iyilerinden.
10/10

        4- “Döner Başım”

        Bu şarkı da rap'in verse artı nakarat mantığına aykırı olmuş, rap'ten ziyade R&B'ye ve biraz da pop'a yaklaştığı söylenebilir. Alem'in okuyuş stili, yanında sevdiği olmadan nefes almakta bile zorlanan bir ruh hâlini yansıtıyor. Albüme farklı bir tat katan, bununla birlikte diğer parçaların yanında biraz zayıf kalan bir şarkı olmuş.
6/10

        5- “Önemi Yok”

        Tekrarların bol olduğu bir parça daha, bu sebeple döngüye almanın çabuk bayacağı şarkılardan. Kafiye ve rediflerin kullanımı oldukça sağlam, verilen mesajlar da güzel. Auto-tune'suz bir rap verse'ünün girmesi Alem DM'in eski stiline alışmış olanlara kısa da olsa bir nefes aldırıyor.
7,5/10

        6- “Sorunlu Kafam”

        “Yorum yok, on üzerinden on” diyebilirdik ama yorumlamadan geçmek olmaz. Şarkı, albümde dinleyiciyi en rahat yakalayan şarkılardan biri -ve belki birincisi- olmuş. Benzer sound'dan yorulan kulaklarımızı tekrar kendine çekmeyi başarıyor, arkadan gelen auto-tune'suz verse de bu açıdan görevini layığıyla görüyor. Nakarattaki “Sorunlu kafam” cümlesinin tekrarı - “Değişmez Sabahım”da olduğu gibi- yine bir espriye dayanıyor: Kafa sorunlu (hep bir yere odaklı) olduğu için aynı yerde takılıp kalıyor. Rhyme, flow, içerik, müzik; hepsi güzel.
10/10

        7- “Yaralarım Soğumadı”

        “Önemi Yok” gibi ani girişli bir şarkı daha. Güzel olmakla birlikte sözlerin azlığının biraz aşağı çektiği bir şarkı. Arabeske kayan nakarat parçanın öne çıkan yönü olmuş; albümün en iyi nakaratlarından.
8/10

        Albüm Ortalaması: 8,428... ~ 8,4

        Dünya Dışı Düşler, Alem DM'in daha önce örneğini verdiği trap tarzı daha da ileri götürdüğü bir albüm olmuş. Baştan sona benzer sound'da parçaların olması dinleyicileri yorabilecek bir albümün ortaya çıkmasına sebep olmuş diyebiliriz; şarkı sayısının yediyle sınırlı olması bu açıdan bilinçli bir tercih olabilir. Çeşitlilik açısından Alem'in diskografisine katkısı olan, bununla birlikte onun eski tarzına alışanları fazla yakalayamama riski barındıran bir albüm olmuş diyebiliriz; yine de Alem'in bu tarzı da gayet güzel icra ettiğini göstermesi bakımından önemli ve eskimeyecek parçalar içermesi açısından değerli bir albüm.

        Puan açısından bakarsak Dünya Dışı Düşler'in ilk beş albüm içinde üçüncü sıraya yerleştiğini görüyoruz. Şu da var ki dördüncü sırada kalan Aynen albümü şarkı sayısı açısından daha avantajlı konumda; ondaki en iyi yedi şarkının puan ortalaması Dünya Dışı Düşler'in ortalamasını geride bırakıyor. Bir başka deyişle Dünya Dışı Düşler'in en net şekilde geride bıraktığı tek albümün Studio Kliniği olduğunu söyleyebiliriz.

8 Ocak 2021 Cuma

ALEM DM - EXTRA ALBÜM ANALİZİ


        Alem DM, single'larla başladığı kariyerinde birer yıl arayla (2012-2013-2014) üç albüm yaptıktan sonra tekrar single çıkarma dönemine girdi. Üretkenliğini pek düşürmese de 2017 yılını tek bir single'la geçirdi. Bu yılın sonlarında Extra albümünü tamamlayan Alem, Kasım 2017'de “Huzur” parçasının klibini, Ocak 2018'de de albümün tamamını dinleyicilerine sundu. Albümün adının Extra olması, bir önceki albüm satışa sunulduğu hâlde bu albümün ücretsiz paylaşılması veya Alem DM'in kısa zaman içinde bir albüm daha hazırlamak yönünde bir düşünce taşımış olmasıyla ilgili olabilir.

        Albümde biri düet olmak üzere 10 şarkı var. Solo parçalar alfabetik sıralanmış, düet parça da sona konmuş.

        1- “Aldırmazsan Onlara”

        Doyurucu bir şarkıyla albüme giriş yapıyoruz. Müzik ve nakarat oldukça hoş. Sosyolojik tespitleri, didaktik mesajları ve özellikle flow'uyla öne çıkan bir parça.
8,5/10

        2- “Bir Seni Bulamam”

        Farklı tarzda bir şarkıyla karşı karşıyayız. Melankolik rap türünde olan şarkının nakaratı slow pop tarzında olmuş diyebiliriz. Kişisel yaşantıyla ilgili sözlerin yanında az da olsa toplumsal mesaj içerikli satırlar var. Şarkının duygusu ve rhyme'ları kuvvetli. Kulağa dolgun gelen ve bir kısmı orijinallik hissi veren kafiyeler var.
10/10

        3- “Deli Sorular”

        Hem müziği hem sözleri çok iyi olan bir şarkı “Deli Sorular”. Aynı kafiye - redif örgüsünün uzun süre devam ettirilmesi kulağa hoş geliyor. Nakarata diyecek yok. Şu veciz ifadeyi alıntılamadan geçmek olmaz: “Kimi yukarı çıkar, memleketi izler / Ben çıkarsam eğer göreceğim şey üstünde durduğum damın kiri.”.
10/10

        4- “Hepiniz Tam”

        Eğlenceli bir şarkıyla devam ediyoruz. Şarkıda genellikle insanların tutumları eleştiri konusu edilmiş. “Hepiniz Tam” diyerek rakiplere, dost görünenlere, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan kimselere... hitaben sözler yazılmış; bu şekilde “Herkes üzerime geliyor.” manası verilmiş. Nakarat biraz uzun ama yorucu değil; yine de sonda dört yerine iki kere verilebilirdi. İki söze değinelim:

        “Metafor analiz edene göre de değişebilecek olduğundan, erişemezsen kafana takmayacaksın / Nerede durduğundan emin ol.” - İnsanların içine düşebilecekleri iletişim problemine işaret edilmiş. Kimi zaman derdimizi karşımızdakilere net şekilde anlatamayabiliriz; söylediğimiz bir söz, başvurduğumuz bir mecaz başka anlamlara çekilerek yanlış anlaşılabiliriz. Bu, muhatap aldığımız kişiye göre değişebilecek bir durum olduğu için “Ben kendimi ifade edemiyorum galiba.” diye kendimize yüklenmek doğru değil; ama kişiler arası farklılıkları da gözetmemiz gerek. Örneğin karşımızdaki kişiye “Falanca beni anlıyor, sen niye anlamıyorsun?” gibi söylemlerle yüklenmemiz doğru olmayabilir. Bizi hep doğru anladığını iddia ettiğimiz kişi bizi daha yakından tanıdığı için maksadımızı daha net anlıyor olabilir, bize hüsn-i zanla yaklaştığı için söylediklerimizden kötü bir mana çıkarmıyor olabilir; öte yandan bizi anlamadığını düşündüğümüz kişi de alıngan biri olabilir vs. Yani hayat karşısında olduğu kadar söylemlerimizde de nerede durduğumuzu iyi tartmak gerekiyor.

        “Parayla oynuyorsun sürmek için bataklıkta jet” - Kimi insanlar iyi imkânlara kavuşabilseler bile bu imkânları doğru amaçla kullanmadıkları ve doğru tavırlar sergilemedikleri için varlık içinde yokluk çekebilir ve kalabalık içinde yalnızlaşabilirler.
7,5/10

        5- “Kaybettim”

        Tekrar melankolik bir şarkı. Müzik hoş; verse'ler düşünce ağırlıklıyken nakarat duygu yüklü. Gerçekten çok güzel bir nakarat olmuş. Sondaki “la la”lı ritim tutuş da parçaya oldukça yakışmış. (“Görmezden Gel” parçasında da vardı böyle bir kısım.) Şaheser niteliğinde bir parça.
10/10

        6- “Rahat Ol”

        “Hepiniz Tam” benzeri eğlenceli bir şarkı. Müziğin o şarkıya nazaran biraz daha keskin olduğunu söyleyebiliriz, kullanılan cümleler ve nakarat da daha kısa. “Düştüğümü görmek isteyen o gözlerinin düştüğünü izler gözlerim.”, “Hayran olduğun karakterlerin toplamıyım”, “Hayat denen bir otobüsteyim, vitesi beşleyin”, “Alışveriş bitti, şimdi çöpte gezen listeyim.” gibi dikkat çekici cümleler var. “Hepiniz Tam”la aynı kalitede ama biraz daha matrak olmuş.
7,5/10

        7- “Sanma Zaferdeyim”

        “Sanma Zaferdeyim”in oldukça hoş bir müziği var; ama nakaratta biraz kulak tırmalıyıcı hâle geldiğini söyleyebiliriz. Nakaratın Sagopa Kajmer tarzını andırdığı söylenebilir. İlk verse kişisel yaşantıyla ilgiliyken ikinci verse toplumsal içerikli. Bir cümleye değinelim:

        “Her tarafını kaplamışsa kir, kurtaracak olan inanmak, akıl, fikir” - Burada “inanmak” kelimesini kendine inanmak ve kurtuluş ümidi taşımak olarak da anlayabiliriz, Allah'a inanmak olarak da. İnsan bazen hatalı dönemlerden geçebilir; ama bu hatalarını bir şekilde fark etmeye başlamışsa bunlarda diretmek veya “Ben başka türlü bir insan olmayı beceremem ki.” şeklinde ümitsizliğe kapılmak yerine değişmeye çabalaması gerekir. “Ne olursan ol yine gel” derken ifade edilen mana da budur. Öte yandan birilerinin bize “gel” demesine ihtiyaç yok, gideceğimiz bir dergâha da ihtiyaç yok; yanlıştan sıyrılıp doğruya yönelmenin mekânı olmaz.
8,5/10

        8- “Yalnızlar”

        Kafiye ve redif örgüsünün şarkı boyunca korunduğu bir parça “Yalnızlar”. Özlü söz niteliğinde tespitler art arda sıralanıyor. “Anlaşılır yazmak ayrı basit yazmak ayrı ki / Çocuk şiiri yazanlar gerçekten sana göre dâhi mi?” cümlesiyle rap'i yüksek kalitede icra etmeyenlere ve bu kimseleri övüp göklere çıkaranlara gönderme yapılmış. (Özellikle Norm Ender'e ve Norm fanlarına gönderme yapılmış olabilir.) Nefsten başka esaslı düşman olmadığına işaret edilen şarkıda “Kardeşlerimi sevdim, kuyuda buldum kendimi” ve “Yusuf acı, Yusuf keder, Yusuf derin husustur” denerek -ve Alem'in adıyla da bağlantılı olarak- Hz. Yusuf (a.s) kıssasına telmih yapılmış. Ayrıca Hâbil - Kâbil telmihi de var. Nakaratta “Hayatı daha iyi bilir yalnızlar” deniyor; hakikaten yalnız kalmak kişiye kendi hayatındaki ve dünyadaki gidişat hakkında düşünme fırsatı veriyor. Yalnız kimse iletişimin değerini daha iyi anlıyor, insan da zaten iletişim (ünsiyet) için yaratılmış bir varlık. “Herkes kendi davasının hâkimi” denerek de herkesin kendi doğrularını şaşmaz doğru kabul etmesine işaret edilmiş. Dopdolu bir şarkı.
10/10

        9- “Zor”

        Albümün en tansiyonlu şarkısı olan “Zor”da pek çok konuya (rap piyasasının kalitesizliği, uyuşturucu bataklığı, ikili ilişkiler uğruna arkadaşların satılması vs.) temas edilmiş. Nakarattaki efkârlı ton çok iyi, sondaki saf müzik kısmı da şarkıyı uçurmuş. Süper bir parça.
10/10

        10- “Huzur” (feat. Burak Deniz)

        Alem DM'in, uzun süredir kliplerinin yönetmenliğini üstlenen Burak Deniz'le düeti. Müzik güzel, asıl mutluluğun içimizde saklı olduğunu hatırlatan nakarat da çok hoş. Tatil ve dostluk temalı klip de güzel olmuş. Alem DM, şarkıda “Müziğim gökkuşağındaki parlak renkti ve şekli değişmedi, hep güzeli ekti.” diyerek kendi sanatını tarif ediyor. Yorumlar kısmından da önemli bir alıntı yapalım: “2 yıldır ne zaman kendimi daralmış, bunalmış, keyifsiz hissetsem bu şarkıyı dinliyorum. Ve gerçekten ismi gibi huzur veriyor.” (deliricem)
10/10

        Albüm Ortalaması: 9,2

        Extra gayet dengeli bir albüm; alfabetik bir sıralamayla da olsa hareketli ve melankolik şarkıların birbirini dengeleyecek şekilde serpiştiğini görüyoruz. Sosyal mesajların da hem eğlenceli hem dokunaklı şarkılarda verilmesi iyi olmuş. Dinleyicilere bir müzik ziyafeti yaşatan albüm, aldığı puanla da Alem DM albümleri içinde şimdilik zirveye oturuyor.

7 Ocak 2021 Perşembe

ALEM DM - STUDİO KLİNİĞİ ALBÜM ANALİZİ


        Alem DM'in üçüncü albümü olan Studio Kliniği 2014'ün ekim ayında çıktı. İlk albümde olduğu gibi hareketli şarkılara ağırlık verilen albümde biri remix olmak üzere 12 parça var. Albümün ismi bu sefer bir şarkıdan alınmamış (Alem DM bu tercihi sonraki albümlerinde de sürdürdü.). Hiç düet parçaya yer verilmemiş olması da Studio Kliniği'ni ilk iki albümden ayıran bir özellik.

        1- “Deli Dediler”

        Albümün ilk şarkısı hareketli, orta düzey bir şarkı. İlk verse'te daha çok toplumsal mesajlar varken ikinci verse'te rap'e dair sözler de söylenmiş. Nakaratta çok ve derin düşünme hâlinin delilikle ilişkilendirilmesinden dert yanılmış. “Yeni bir sistem” tabiriyle, aynı maddi kaygılara ve benzer davranış kalıplarına sahip hazırcı ve tüketici bireylerin artmasına çalışılan sistem kastedilmiş. “Eksiler” tabiriyle de olumsuz birtakım düşünce ve davranışlar nitelenmiş (Albümde bu tabirin merkeze alındığı “Eksiler” isimli bir şarkı da var.). Müziğe gelecek olursak; dinleyiciyi çok rahat yakalayacak bir beat değil, ama bitiş kısmındaki değişimi iyi olmuş. Remix'in beat'i biraz daha cezbedici diyebiliriz.
5/10

        2- “Düzenin Sonu Yok”

        Alem DM'in ritmi ön planda tuttuğu bir şarkıyla devam ediyoruz. Şarkının müziği çok güzel, kelime seçiminde de ses benzerliklerinden geniş ölçüde faydalanılmış. Nakarat da tam bir party rap nakaratı olmuş. Alem DM bu şarkıda onu, onun rap'ini veya genel olarak rap'i beğenmeyen kimseleri eleştirmiş. “Bu yeni dersimi takıp kulağına deli verse'ümü gör” cümlesi oldukça iddialı. Alem DM'in burada kullandığı “ders” kelimesini rap'lerinin hem teknik anlamda iyi olması hem de çoğunlukla didaktizm içermesi bakımından çift yönlü düşünebiliriz. (Bu tarz ifadeler önceki albümlerde de geçmişti; örneğin “Adrenalin Modu”nda “Parçalar olacak size rehber” deniyor.) Şarkıda “yalnızlık çığlıklarının sesi tenor” denerek de önemli bir meseleye işaret edilmiş. “İşin içine fal bulaşırsa olursun mal.” cümlesi de dikkat çekici. Fallarda geleceğe dair söylenenlerin bir kısmı gerçekleşebiliyor tabii; ama fal baktırmak insanların belli hedeflere odaklanıp “Ele geçecek mi, geçmeyecek mi” merakıyla yaşamasına sebep olan bir meşgale hâlini alabiliyor. Fallar henüz gelmemiş olan bir mutluluğun fikriyle avunma vesilesi oluyor ve insanlar da bu sebeple fala yöneliyor. Bunun kimi zaman ciddi bir ihtiyaç olabileceği ve umutsuzluk batağına saplanmış bir kişiye bir nebze ferahlık verebileceği gözden kaçırılmaması gereken bir husus; ama fazlası da insanın kendine yeterlik duygusunu ve psikolojisini olumsuz etkileyebilir.

        Şarkının sonradan ufak bir remix versiyonu yayınlandı; ama orijinal beat daha güzel diyebiliriz.
7,5/10

        3- “E Yani”

        Üsttekilere benzer yapıda bir şarkıyla devam ediyoruz. Bu şarkıda da party rap'e elverişli bir beat var ve Alem de ritmin akışına kendini bıraktığı ve ses benzerliklerinden sık yararlandığı sözler yazmış. Şarkıda müziğin ve nakaratın öne geçtiğini söyleyebiliriz.

        İlk verse'te geçen “Anarşistim diyen kafada var kist.” sözü üzerinde durmamız gerek. Anarşizm, ideal düzen arayışıyla ortaya çıkan ve kendi içinde farklı yorumları bulunan bir felsefi akım ise de bu kelimenin felsefi terminolojiden uzak, olumsuz bir çağrışımı da vardır:

        “Anarşizmi toplumsal ve politik bir doktrin olarak görenler arasında bile kafa karışıklığı vardır. Yanlış bir şekilde, anarşizm, nihilizm ve terörizm ile sık sık eş tutulur ve sözlüklerin çoğunda anarşistin en az iki tanımı bulunur. Tanımlardan biri anarşisti özgürlüğün yaşayabilmesi için hükümetin yok olması gerektiğine inanan biri olarak sunar. Diğeri ise, yıktığı düzenin yerine hiçbir şey getirmeyen bir düzensizlik teşvikçisi olarak ele alır. Popüler düşüncede ikinci tanım çok daha yaygındır. (...) Popüler söylemde anarşi kötücül kaostur.

        Ancak kötücül kaosun, toplumsal teorileri hep anarşist diye nitelenen Tolstoy ve Godwin, Thoreau ve Kropotkin gibi insanların niyetlerinden çok uzak olduğu açıktır.” (George Woodcock, Anarşizm / Bir Düşünce ve Hareketin Tarihi [Çev. Alev Türker], Kaos Yayınları, 2. baskı, 1997, s. 13-14.)

        Felsefi bir akım olan anarşizmin de tartışmaya açık yönleri olmakla birlikte, Alem'in daha ziyade ikinci anlamı kastettiğini düşünebiliriz. Perde albümünü analiz ederken değindiğimiz Aylaklar romanındaki Şükrü karakteri de ikinci anlamda anarşist (nihilist) bir tiplemedir. Köşk ahalisinden Dündar Bey ile girdiği bir konuşma onun bu özelliğini yansıtır:

        Şükrü, '(...) Bugün Muammer'i de götürdüğüm evdeki gençler ne yapıyorlardı biliyor musunuz? Başkaldırıyorlardı topluma, toplumun bütün kofluklarına, çürüklerine... İçerek, öpüşerek, yatarak, dans ederek başkaldırıyorlardı.'

        Dündar Bey, 'Meşrutiyetten bu yana ihtilal anlayışı çok değişmiş demek,' dedi. 'Biz, aç kalarak ihtilal ederdik, şimdi kızlı erkekli içki içerek başkaldırıyorlar... Sen buna gerçekten inanıyor musun?'

        Şükrü, 'İnanmaktan nefret ederim ben,' dedi. 'Bunların hepsinin anlamı değişecek, her şey yeniden kurulacak. O güne değin iteceğim bütün değerleri, tekmeleyeceğim.'

        Dündar Bey, Davut Bey'e döndü:

        'Bizim anarşistlik dediğimiz değil mi bu Davut?' diye sordu.” (Melih Cevdet Anday, Aylaklar, Everest Yayınları, 2. baskı, Mayıs 2016, s. 106-107.)

        Anarşistliği bu bağlamda düşünürsek Alem'e hak vermemiz kaçınılmaz.

        Şarkıya dönecek olursak; Alem DM nakaratta “İyi diyo'n ama yok destek abi” diyerek dinleyicilere sitemde bulunmuş. Bu tür sitemlere Türkçe rap'te sık yer verilebilmekte; müzikten para kazanma işinin internet tıklanmaları yerine albüm satışı ve konser gelirlerine endeksli olduğu dönemde bu tür sitemler daha yoğun oluyordu. Elbette bu sitemler yalnızca maddi bağlamda olmuyordu, insanların dinledikleri sanatçıları çevrelerine önermesi beklentisi vardı ve hâlâ var. Günümüzde de trendlere girme gibi bir kaygıyla, çok büyük bölümü okunamayacak olan yorumların yapılması talebi söz konusu olabiliyor. Bir şarkı altında binlerce yoruma yer verilmesi yalnızca şarkının trendlerde üst sıralara çıkmasını sağlayabiliyor; ancak bu da birbirinin benzeri binlerce yorumun yapılmasına ve pek çok yorumun -aralarında nitelikli olanlar da olduğu hâlde- fark edilememe bataklığında yok olup gitmesine sebebiyet veriyor. Bu da insan aklı ve düşüncesine kıymet verilmeyişin bir diğer tezahürü aslında. Bu durum, bir şekilde denge noktasından sapmış bir gidişatın o gidişat içerisinde kendilerine yol bulmaya çalışan insanları dengesizliğe sevk etmesi şeklinde yaşanıyor tabii ki; yoksa herkes bu durumu onaylayarak böyle davranıyor demek istemiyoruz. Alem DM de müzik endüstrisinin geldiği bu noktayı onaylamayanlardan olduğu için “Ucuz mal hesabı müzik hâli, uymaz hiç bana bu.” diyor. Başka bir şarkısında da sitemlerinin yanlış anlaşılmaması adına şunları söylüyor: “Bu konuları sana bahsetmem kafanı karıştırmasın, bunu kastetmem.” (“Beklersin Sonra”). Müziğinin geniş kitlelere bir çeşit tüketim maddesi hâlinde ulaşmasındansa söyledikleri üzerinde düşünecek az ve öz kitleye ulaşmayı yeğlediğini de şu şekilde belirtiyor: “Gerek yok, az kişiyle daha özelim / Akıllı beyinleri hissedince daha güzelim.” (“Beni Bana Sorma”).
6/10

        4- “Farket”

        Beat'i önceki şarkılardan biraz daha melodik olan bir şarkı “Farket”. Parçada özellikle ikinci verse'ün öne geçtiğini söyleyebiliriz. Alem DM bu şarkıda “Amaçsız güzergâhın adını freestyle mı koydular?” demiş. Freestyle, rapçilerin ikişer ikişer eşleştirildiği ve birbirlerine rap'leriyle üstün gelmeye çalıştıkları doğaçlama bir atışma türü. Bu atışmalarda çok küfrediliyor ve doğaçlama oldukları için rap'in ölçütlerinden (içerik, rhyme, flow) ziyade iyi (!) laf sokmak başarı ölçütü olabiliyor; Alem DM de işin bu noktasını eleştirmiş. “Filozof deneylerinde faresiniz insan olduğunu düşünen belki de.” cümlesi de dikkat çekici. “Neyin peşindesin ki sistem karşısında; hikâye.” denerek de bireyin sistem karşısında pek de varlık gösteremediği acı hakikatine değinilmiş. Çok sivrilmiyor olsa da güzel bir şarkı.
7,5/10

        5- “For My Alone”

        Gerek beat, gerek sözler açısından ilk üç şarkıya benzetebileceğimiz bir şarkı. Alem nakaratta İngilizce sözler de kullanmış ve böylece albüme farklı bir tat katmış. Özellikle ikinci verse çok iyi. Konunun dağınık işlenmesi ve müziğin çok sivrilmemesi şarkıyı aşağı çekmiş diyebiliriz (Bu husus albümdeki benzer şarkılar için de geçerli.).
6,5/10

        6- “Tükenir An”

        “Tükenir An” Alem DM'in en bilinen şarkısı ve yanılmıyorsak bilindik bir müziği var. Alem, müziğin atmosferine ve ritmine epey uyumlu sözler yazmış. Müziğin etkisiyle sosyal mesajların biraz geri plana çekildiğini görüyoruz; daha çok bireysel yaşantı üzerine sözler var. Müziğin inişe geçtiği yerde de sözleri duygusal plana çekerek güzel bir etki yaratıyor Alem. Dinleyeni alıp götüren bir şarkı.

        Alem DM sonradan bu şarkının bir de remix'ini yayınladı; müzikal açıdan orijinalin tadını vermese de epey farklı bir karakteri var, nakarattaki ses efekti de hoş bir detay.
10/10

        7- “Eksiler”

        Alem DM'in rapçiler ve genellikle pop müzik dinleyenler hakkındaki eleştirilerini içeren bir şarkı “Eksiler”. Altına imza atılacak tespitler yapılan şarkının özellikle ikinci verse'ü çok sağlam.
8/10

        8- “Oluyor”

        “Oluyor” albümün tek melankolik şarkısı, bu açıdan albümde güzide bir yeri var. Hoş ve yatıştırıcı bir müziği var, sözlerin genellikle aynı redif üzerinde gitmesi de iyi olmuş. “Tükenir An”la birlikte albümün zirve şarkılarından.
10/10

        9- “Koşup Sonra Dur”

        Flow açısından oldukça iyi bir şarkı olan “Koşup Sonra Dur”; “Düzenin Sonu Yok” ve “For My Alone” minvalinde bir şarkı diyebiliriz. Nakarat oldukça hoş, albümün en iyi nakaratlarından.
7/10

        10- “Organize İşler”

        Albümün flex ve flow açısından en sağlam şarkısı “Organize İşler”; ama biraz kısa ve nakarat da orta düzey. “Bir köşede oturabilirim ya da paranın içinde yüzebilirim / Kişiliğim değişmeyecek yemin edebilirim / Benim diyen çoğunun işini bitirebilirim.” kısmı oldukça iddialı olmuş. İnsan kendi kişiliğinin değişmeyeceğini sansa da bazı dönüm noktalarında -hatta dönüm noktası olmasına da gerek yok- kendisinden beklemediği davranışlar sergileyebiliyor. Hep aynı insan olarak kaldığını sanabiliyor ama az ya da çok değişiyor. Bununla birlikte, Alem DM'in değişmemekten kastı sanat anlayışından ödün vermemek; bu da güzel bir ilke.
8/10

        11- “Yeni Moda Trip”

        Battle rap'le party rap'in harmanlandığı “Yeni Moda Trip”, albümdeki en güzel müziğe sahip şarkılardan, ayrıca en sert sözler barındıran şarkı olmuş. Sanatçı muhtemelen kendisini eleştiren ve rap'i onun kadar iyi icra etmediğini düşündüğü kimse ya da kimseleri eleştirmiş bu parçada. “Erkekliğinden bahsettiğin parçalar rezil”, “Düşünmeden yaşayan insanlardan nefret ettiğim de doğrudur”, “Dilin kafandan büyük”, “Toplatılan boş beyinler olmuş ordu kalabalık / Her biri bir fıçı turşu içindeki salatalık” gibi tokat niteliğinde sözler var. “Üstadım da hiçbir kimse değil” de iddialı bir cümle. Elbette her sanatçının örnek aldığı şahsiyetler vardır, ama örnek almak ile izinden gitmek olguları biraz farklı; Alem DM de “Örnek aldığım kimse yok.” yerine “İzinden gittiğim kimse yok.” demek istemiş olmalı.
7/10

        12- “Deli Dediler (Remix)”

        Alem DM “Deli Dediler”in orijinal hâlini albümün başına, remix'i de sona koyarak bir çeşit intro-outro etkisi yaratmış. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, remix orijinal versiyona göre biraz daha melodik olmuş. Remix versiyon albümde daha çok sivrilen bir parçaya da yapılabilirdi; nitekim sonradan “Tükenir An” ve “Düzenin Sonu Yok” parçalarına birer remix yapıldı. Bu versiyona tekrar puan vermeye gerek yok.
0/0

        Albüm Ortalaması: 7,5

        Studio Kliniği, aldığı puanla Aynen albümünün biraz, Perde albümününse epey gerisinde kalıyor. Alem DM bu albümde farklı bir tarz denemiş; genellikle fazla melodik olmayan beat'ler kullanmış. Sosyal mesaj kaygısını bir yana bırakmasa da bazı parçalarda konuları -ritmin ve ses benzerliklerinin de sevkiyle- biraz dağınık işlemesi neticesinde dinleyiciyi önceki albümler kadar rahat yakalamayan bir albüm ortaya çıkmış diyebiliriz. Farklı şarkıların farklı yönleriyle sivrilmesi (“Tükenir An” enerjisiyle, “Organize İşler” tansiyonuyla, “Eksiler” protestliğiyle, “Oluyor” melankolikliğiyle, “Yeni Moda Trip” sertliğiyle... öne çıkıyor.) ve iki parçanın tam not alması albümü ayakta tutan özellikler olmuş diyebiliriz. Alem DM diskografisi içinde nispeten zayıf kalan bir albüm olsa da kendine has bir tada sahip olması açısından önemli bir albüm.

6 Ocak 2021 Çarşamba

ALEM DM - PERDE ALBÜM ANALİZİ


        2013 yılının ekim ayında çıkan Perde, Alem DM'in ikinci albümü. Biri intro olmak üzere toplam 13 şarkıdan oluşmakta; albümdeki tek düet parça da -ilk albümde olduğu gibi- Ruger'le kaydedilmiş. (Alem'le Ruger'in üç tane de albüm dışı düetleri olduğunu belirtelim [“Ritmi Hisset”, “Yoksay”, “Kasma”].) Bu albümde remix versiyon yok; ama “Bu Hareket” parçasının bir anlamda “Sebebim Yine”nin remix versiyonu olduğunu söyleyebiliriz.

        1- “İntro”

        Uzunca bir sözsüz müzikle albüme giriş yapıyoruz. Başta gece saatlerini andıran sade bir kısım var, kırk saniye sonra sound zenginleşiyor. Yatıştırıcı, güzel bir müzik. Dizilerin aksiyon öncesi hazırlık ve gizemleri araştırma safhalarını hatırlatan cinsten.
8/10

        2- “Adrenalin Modu”

        Şarkının başında yatıştırıcı, hoş bir giriş var; bu açıdan “İntro”yla uyumlu. Genellikle rap piyasasıyla ilgili sözler içeren parça teknik anlamda gayet sağlam. İlk verse'te kafiyelerin uzun süreli kullanılması gayet iyi olmuş, ikinci verse'te de kafiyeler serileşiyor ve double rhyme'lara yer veriliyor. Flow açısından da ders niteliğinde bir parça.
8,5/10

        3- “Dönecek Bu Devran”

        Şarkının ismi oldukça iddialı. Alem DM böyle diyerek, Türkçe rap'te işini iyi yapan ancak tanınmayan MC'lerin (özelde de kendisinin) bir gün tanınacağını söylüyor. “Ben zoru severim ve hiçbir zaman yılmam.” derken, az tanınmanın onun işini zorlaştırdığını ama bunun onu kamçıladığını belirtiyor, ayrıca popüler içeriklerden ziyade nitelikli işler ortaya koymak istediğini de söylemiş oluyor. Müziğiyle de, verse'leri ve nakaratıyla da sağlam bir şarkı. Flow ve ritim tutuşa diyecek yok, kafiyeler de gayet seri ve kulak dolduruyor. “Dört dörtlük için uykusuz kalan DM bu zat” diyen sanatçı gerçekten dört dörtlük bir iş yapmış. Bizce de bir gün dönmeli bu devran.
10/10

        4- “Bu Hareket”

        Dördüncü adımda öncekilerden daha tansiyonlu bir parçayla karşılaşıyoruz. Şarkının dinleyiciyi rahatça yakalayan bir müziği var, sözler de yine akıcı ve çoğunlukla rap piyasasıyla ilgili. Dinleyenlere muhabbet fazla geliştirilmemiş gibi gelebilir; çünkü “Sebebim Yine” parçasındaki verse'lerin ilk yarıları bu şarkının verse'lerini oluşturuyor. “Sebebim Yine” daha önce kaydedildiyse bu parça onun bir çeşit remix'i olmuş. Albüme düz bir remix yerine böyle bir alternatif versiyon konması da gayet güzel bir tercih.
8,5/10

        5- “Anlatamam”

        Şimdiye kadar hareketli gitmişken beşinci parçada melankolik tarza geçiş yapıyoruz. Alem DM'in melankolik rap'i ne kadar iyi icra ettiğini gösteren “Anlatamam”, albümün en iyilerinden. Şarkıda duygular güzel ifade edilmiş, dile getirilen tespitler de oldukça önemli. Müzik de gayet hoş ve yatıştırıcı.

        Parçada bir yönüyle felsefi bir konu işleniyor: insanın, kendisini başkasına tam olarak ifade edemeyeceği gerçeği. Bu tema bize Orhan Veli'nin “Anlatamıyorum” şiirini anımsatıyor; bununla birlikte Orhan Veli bu temayı duygusal planda işlerken Alem DM düşünsel bir kaygı gütmüş. Orhan Veli'nin kâğıda olduğu gibi aktaramadığı şeyler duyguları, Alem DM'in ise düşünceleri. Bununla birlikte biz Alem DM'in sesini de duyuyoruz; yani o, kendisini ifade etme bakımından Orhan Veli'den avantajlı konumda diyebiliriz. Parçanın müziği de hem söz yazarının hem de dinleyicinin duygularını harekete geçirme ve yansıtılan duyguları kuvvetlendirme işlevi görüyor. Orhan Veli de “Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel / Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu / Bu derde düşmeden önce” diyerek, insanın duygularını idrak etmesi ve yansıtması bakımından müziğin avantajlı oluşuna işaret etmiş.
10/10

        6- “Başa Sarmam”

        Bir önceki parçada “Anlatamam” diyen Alem bu sefer birikmişlikle ve güçlü bir anlatma isteğiyle seri cümleler kuruyor. Duygusal cümlelerin bu kadar seri gelmesi dinleyicide bir tür tokat etkisi yaratıyor diyebiliriz; nakaratta ise daha sakin bir tavır ve kabulleniş çabası var. Müzik hoş, özellikle de sondaki saf müzik kısmı. Tek verse artı nakaratlık kısa bir şarkı olduğu için tadı damakta kalıyor, belki nakarat dört kere verilebilir ve/veya sondaki saf müzik kısmı daha uzun tutulabilirdi. “Kural olmalı tabii ki bir düzen için / fakat bana söyle kuralı koyan kim?” cümlesi önemli.
8/10

        7- “Perde”

        Geçen şarkının nakaratında “Hayallerinle gerçekler arasında bir perde” diyen Alem bu şarkıda direkt “Perde” ismini kullanmış. Albüme adını veren şarkıyı albümün tam kalbine (Diğer 12 şarkının tam ortasına) koymuş. Beat'i, verse'leri ve nakaratı oldukça sağlam olan şarkı dinleyenleri bağımlı yapabilecek nitelikte.
10/10

        8- “Sebebim Yine”

        Melankolik temaya elverişli bir beat'le devam ediyoruz, içerik ise duygusal, didaktik ve protest özellikler gösteriyor. “Bu Hareket” şarkısında değindiğimiz üzere verse'lerin ilk yarıları o şarkıda da kullanılmış. (Bu ortak verse'lerden kısa bir bölümü [Dinlen yeni vardiyen / Sana yabancı gelir deli kabilem / İşini var bilen / Ne desem harbiden / Yolunu bulur elbette ağır giden] Alem DM 2015'te çıkardığı “Sonu Vardır”da da kullandı.) O şarkıda muhabbet yarım bırakılmış gibi duruyordu, bu şarkıda ise sözlerin tamamını duyuyoruz ve taşlar yerine oturuyor. Bireysel ve toplumsal birçok konuya değinilen, kapsamlı bir şarkı olmuş. Nakaratın pek sivrilmediği söylenebilir.
7,5/10

        9- “Sorun Hep Birden”

        “Sorun Hep Birden” eğlendirici bir müziğe sahip. Beat'teki kesik kesik melodiye uygun bir vurguyla okuyor sözlerini Alem. Nakaratın verse'lerin son cümlelerinin üstüne binmesi cümleleri anlamayı zorlaştıran bir detay olmuş. Albüme farklı bir tat katan, bununla birlikte fazla sivrilmeyen bir şarkı.

        Şarkıda geçen iki cümleye değinelim istiyoruz:

        “Seni çıkaracağım komadan” - Alem DM didaktik yönü olan ve teknik açıdan sağlam şarkılar ortaya koymaya çalıştığı için böyle bir ifade kullanıyor. Teknik yönden sağlam olmayan ve kalitesiz içerikli rap'lere alışmış olan kişiyi komadaki bir kişiye benzetiyor ve rap'inin böyle kişileri uyandırabileceğini düşünüyor.

        “Çalışmayana bir hak yok olsa da akıl” - İnsanlar hayatlarını kazanabilmek için “bir işin ucundan tutmak” zorundalar. Bu bir işin ucundan tutmak hâli maalesef ki “yaşamak için çalışmak” yerine “çalışmak için yaşamak” denilen durumu ortaya çıkarabiliyor. İnsana daha küçüklüğünden beri konan “kendini geliştirme” hedefi de hemen hemen sadece “bir yerlere kapağı atmak” amacına yönelikleşebiliyor. Böyle bir hengâmede insanın durup düşünme ve sorgulama lüksü (!) de kalmıyor. İnsan aklı / düşüncesi bir kıymet olmaktan çıkarak yerini “iş güç” alıyor. (Buradan emeğin bir kıymet olmadığını düşündüğümüz anlamı çıkarılmasın; ancak insan vasıflarından -neden, niçin ve nasılına bakılmaksızın- yalnızca emeğin yüceltilmesi de tartışmaya açık bir dünya görüşüdür sanıyoruz. [Bu konuda Bertrand Russell'in Aylaklığa Övgü kitabındaki “Aylaklığa Övgü” başlıklı yazısına bakılabilir.]) Elbette fikir insana bir hareket noktası oluşturması bakımından önemlidir, fikrini kendine hareket noktası yapmak yerine sadece durup düşünen kişi belli bir noktadan sonra yerinde saymaya başlar. Alem DM'in de burada meselenin her iki tarafını kastettiği düşünülebilir; yani hem insanın düşünme pratiğine kıymet verilmeyişinden şikâyet ediyor hem de yalnızca akıl yürütmenin insana fayda sağlama konusunda yetersiz kalacağından bahsediyor. (Aslında benzer bir denklemi sevgi için de kurabiliriz. Birine duyduğumuz bağlılıktan ziyade bu duygu neticesinde yaptığımız şeyler önemlidir.)

        * * * Bu kısımda bu cümlelerden hareketle bir romana atıf yapacağız. Dileyenler bu kısmı atlayabilir veya buraya albüm analizinin geri kalan kısmını okuduktan sonra dönüş yapabilirler. * * *

        “Seni çıkaracağım komadan.” ve “Çalışmayana bir hak yok olsa da akıl.” cümleleri -Alem'in bunları söylemedeki maksadı farklı olsa da- bize Melih Cevdet Anday'ın Aylaklar romanındaki Şükrü karakterini anımsatıyor. Bu romanda ana karakterlerin yaşantıları ve duygu dünyaları üzerinden eğitimin, siyasetin, insan ilişkilerinin, en nihayetinde de nesillerin ve bir devrin çöküşü yansıtılmaktadır. Romanın ana kişileri 2. Abdülhamid devrinden kalma bir köşkte yaşayan bir aile ile birtakım aile yakınlarıdır. Bu aile yakınları da (akraba veya ahbap) zamanla köşke yerleşmişlerdir. Şükrü, köşkün en genç üyesi olan Muammer'in arkadaşıdır ve -roman kişilerinin çoğu gibi- düzenli bir iş sahibi değildir. Toplumla ve toplumun alışılmış değerleriyle barışık yaşamaz. Yüksek okul okuyup iş güç sahibi olmayı diplomalı kölelik olarak niteler. Herkesi istediği gibi eleştirir ve aylaklığı kendine bir hak olarak görür. Kendini savunduğu bir kısımda şöyle der: “Bu toplum beni yaşatmak, yedirmek, içirmek zorundadır. Çünkü, ben ona küfrediyorum, onu sarsıyorum, onu dövüyorum. Sonra nedir canım, çalışsam, başkaları için para kazanmış olacağım.” (Everest Yayınları'nın Mayıs 2016 tarihli 2. baskısı, s. 106.) Şu da belirtilmeli ki Şükrü'nün idealistliği çarpık bir idealistliktir. O, bu düşüncelerini kendine hareket noktası yapmak yerine konforunu korumaya bahane olarak benimser. Kendisini kendi gözünde çok büyütür, özeleştiri yapmaz. Başkalarında zaaf olarak gördüğü şeyleri acımasızca eleştirse de kendi teslim olduğu zaafların onlarınkinden hiç de aşağı kalır yanı yoktur.

        Romanda Şükrü - Muammer neslinin (o zamanın genç nesli) düşünceyi aksiyonun önüne geçirmişliğiyle ilgili olarak köşkün hanımının şu eleştirilerine de yer verilir: “Bizim nesil atılgandı, cesurdu, yaşamayı severdi. (...) Sizin kuşağa gelince, siz şimdi kuşak diyorsunuz ya, bir filozofluktur gidiyor sizde, hindi gibi düşünüp duruyorsunuz. (...) Elinizi bir işe sürmeden dünyaya fetva vermek istiyorsunuz siz.”. (Aynı baskı, s. 102) Bu görüşler de ilk bakışta haklı gözükseler de içten içe doğru olduğu hissedilen tavırlara karşı bir tür savunma mekanizması olarak yorumlanabilir. Harekete geçmeden, bir şeyleri değiştirmeye çabalamadan yalnız düşünmek ve eleştirmek ne kadar yanlışsa düşünmeden, kendini bir akışa kaptırarak hareket etmek de o kadar yanlıştır. Büyüklerin durup düşünmeye kıymet vermeyişi, “felsefe”ye tepeden bakarak “eylem”e önem verişi Muammer'in şu tarz iç çatışmalar yaşamasına sebebiyet verir:

        “Bunların hepsini düşünmek lazım. Sadece düşünmek de yetmez, bir yargıya varmalı. Çok güç işler bunlar. (...) Belli bir yargıya varsam ne olacak? Arkasından hemen bir eyleme geçmek, bir şeyler yapmak gerekecek. İşte korkum bundan. Eylem kadar korkutan bir şey yok beni. (...) İnsanoğlu, kendi yargıları, kendi inanışları ile mi yaşıyor, yoksa başkalarının yargıları, başkalarının inanışları ile mi? (...) Normal insanla anormal insan arasındaki fark da beni düşündürüyor. Yoksa normal dediklerimiz, anormallikleri ortaya çıkmamış insanlar olmasın?

        Bunlar adice, bayağıca felsefeler. İlk çabam bu türlü bayağılıklardan kurtulmak olmalı. Her yeni düşünmeye başlayanın düştüğü saçmalıklar ve kendini beğenmişliklerdir bunlar. İnsanoğlunun binlerce yıldır düşünüp eskittiği sorunları yeni baştan ele alır da farkında olmaz düştüğü durumun, kendini bir düşünür sanır. Ayıp bir şey bu...

        Ama ben de yeni yeni düşünmeye başlıyorum. Bunu unutmamalı.” (Aynı baskı, s. 170-172.)

        Romanda Muammer'in sonradan içine düştüğü eylem takıntısı ona yanlış kararlar verdirir. Gerek onun, gerekse diğer kişilerin düştüğü yanlışlar da roman kişilerinin yalnızlaşmasına ve trajik olaylar yaşanmasına sebebiyet verir.

        Alem DM -protest rap'i ideal rap olarak gören her rapçi gibi- şarkılarında düşünce yürütmeye, sorgulamaya ve didaktizme önem veren bir rapçi. “Başa Sarmam”da söylediği “Kural olmalı tabii ki bir düzen için / fakat bana söyle kuralı koyan kim?” cümlesiyle, Muammer'in içine düştüğü sorgulayışların bir benzerini dillendirmiş oluyor. Ama Şükrü ve Muammer ile Alem'in düşünceleri arasında benzerlik varsa da onların aksiyonları çok farklıdır. Şükrü'nün Alem DM'den ayrıldığı nokta onun bir düzen karşıtı olmasıdır. O, düzendeki olumlu tarafları görmez ve düşüncelerini kendi konforuna alet eder. Muammer ise düşünmenin önemini yeterince kavrayamayıp harekete geçme saplantısına kapılır ve olayların sonucunu düşünmeden yanlış kararlar alır, eylemlerinde de tutarsızlığa düşer. Onun insanlar ve felsefe konusunda atladığı bir şey vardır: Her insan bu dünyada belli deneyimlere sahip olmak zorundadır. Başkalarının deneyimlediği pek çok şeyi biz de deneyimliyoruz; her sabah güneş doğuyor ve uyanıyoruz, her gün belli pratikleri yerine getiriyoruz. Duygu planında da çok aykırı safhalardan geçmiyoruz, örneğin bizden öncekilerden daha güzel âşık olamıyor isek de biz de âşık oluyoruz vs. Hepimizin geçtiği yollar aşağı yukarı aynı iken, bizden öncekilerin düşündüğü mevzuları düşünmeye gerek duymamamız, bunları düşündüğümüz için kendimizi suçlu hissetmemiz anlamsız olur. Bu dünyaya biz de gelmiş isek -veya daha doğru şekilde ifade edelim: biz de birer insan olarak yaratılmış isek- “yaşamak”ta olduğu gibi “düşünmek”te de belli bir mesafeyi -bizden öncekilerle az çok aynı şekilde de olsa- katetmemiz gerekmekte. Montaigne'in dediği gibi, “Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.”. İnsan yalnızca kendisinden önce düşünülenlere uyar veya bunları toptan reddederse yanılır. Yine, birtakım düşünceler o güne kadar tatmin edici sonuçlar vermediği için bunları düşünmekten çekinirse de hataya düşer.

        Türkçe protest rap kimi zaman hep benzer şikâyetleri dile getirdiği için, yeni bir şeyler söylemediği için eleştiri alabilen bir tür; ama önemli olanın her zaman yeni bir şeyler söylemek veya bilinen bir şeyi yeni şekilde söylemek değil, düşünme ve düşündürme pratiği olduğu da görmezden gelinmemeli. Ömer Seyfettin'in “Üç Nasihat” hikâyesindeki yaşlı adam şöyle der mesela: “Bildiğini hatırlamak, yeniden bir şey öğrenmek kadar faydalıdır.”
7/10

        10- “Uzamasın Laf”

        Albümün en sert edayla yapılmış parçası olan “Uzamasın Laf” kötü çevrenin, sahte ilişkilerin eleştirildiği ve bu sebeple kimi yerde argo ifadelerin ve küfürlerin kullanıldığı bir şarkı. Rap'te küfrün ne şekilde ve ne miktarda kullanıldığında kabul edilebilir olacağına örnek olarak bu şarkıyı verebiliriz. Şarkıdaki sosyolojik tespitler ve öğütler önemli; nakarat ise “Daha söylenecek çok şey var da lafı uzatmaya gerek yok.” düşüncesini yansıtıyor. Biz de lafı uzatmıyor ve tam not veriyoruz.
10/10

        11- “Yerinde Saydı”

        Güzel ve başarılı bir melankolik şarkı daha. Yatıştırıcı bir müziği var ve albümdeki en güzel nakaratlardan biri bu parçaya ait. Müziğin sondaki değişimi de çok hoş.
9/10

        12- “Yaşamak Daha Zor”

        Tadı damakta bırakan bir melankolik rap örneği. Bu şarkıda Alem DM aşktan bahsetmiş ve -gerçekte veya kurgusal olarak- âşık olduğu kişiye seslenmiş. Oldukça güzel bir şarkı, nakarattan sonra bir verse daha olsaydı diye düşündürdü bizi. Belki de lafı uzatmak yerine tadında bırakmak tercih edilmiş. Sonda “Bombanın Pimi” yerine bu parça olsaydı bir çeşit outro görevi görebilirdi.
8,5/10

        13- “Bombanın Pimi” (feat. Ruger)

        Aynen albümünde de bir araya gelmiş olan ikili yine üst düzey bir iş ortaya çıkarmış. Alem'in verse'ünde rhyme ve mesajlar, Ruger'in verse'ünde de rap hayatıyla ilgili sözler ön plana çıkıyor. İkisi de oldukça akıcı yazmış, nakaratı ortaklaşa söylemeleri ise yine süper.
9/10

        Albüm Ortalaması: 8,769... ~ 8,75

        Perde, aldığı puanla Aynen albümünü oldukça geride bırakıyor. Alem DM bu albümüyle çıtayı kendisinin de her albümünde erişemeyeceği kadar yukarıya çıkarmış. Yalnızca onun albümleri içinde değil, Türkçe rap içinde de ele alındığında ağırlığını koruyabilecek bir albüm olmuş diyebiliriz.

ALEM DM - AYNEN ALBÜM ANALİZİ


        Alem DM (Yusuf Emrah Şahin) Türkçe rap'in yetenekli isimlerinden biri. Rapçiliğin yanı sıra beat yapımı ve prodüksiyonla da uğraşıyor. Battle, protest ve melankolik rap'leri haricinde pop-rap veya party-rap denebilecek hareketli şarkıları da var. Üretimlerine 2010 yılında başlayan Alem DM'in günümüze kadar yayınladığı beş albümü ve daha fazlasını doldurmaya yetecek kadar (80 civarında) albüm dışı parçası bulunmakta.

        Aynen, Alem DM'in 2012'de yayınladığı ilk albümü. Biri remix olmak üzere toplam 11 parçadan oluşmakta. Albümün bir şarkısında da (“Birinci Adım”) Alem'e Ruger eşlik etmiş.

        1- “Aynen”

        Parçanın, dinleyicileri rahatça yakalayabilecek bir müziği var, Alem DM de müziğin ritmine güzel ayak uydurmuş. Sözlerin akıcılığı (flow) ve rhyme'lar gerçekten etkileyici. İçeriğe gelirsek; parçada hem rap müzikten bahsediliyor, hem piyasa eleştirisi yapılıyor, hem de didaktik sözlere yer veriliyor. Tüm bu özellikleriyle tipik bir Alem DM şarkısı olan “Aynen”, çoğu dinleyici için ilk günkü tazeliğini koruyan bir parça.
10/10

        2- “Para Sendromu”

        Hoş bir beat'e sahip olan şarkı oldukça iyi. İlk verse bir çeşit ısınma turu gibi, ikinci verse ise gayet vurucu sözler içeriyor. Alem DM bu kısımda o zamanlar furya hâline gelen battle rap'lerin küfür ağırlıklı olmasına ve eleştiriden ziyade sataşma içermesine eleştiri getirmiş. Mesajların doluluğu bir kenara bırakılırsa sözlere fazla odaklanmadan da dinlemeye müsait bir şarkı olmuş.
8/10

        3- “Nokta”

        Müziği ve ritmiyle dinleyiciyi yakalayan bir şarkı daha. Kafiyeler kulağa oldukça dolgun geliyor, seri olmaları dolayısıyla da dinleyiciyi sürüklüyor. Öte yandan parçanın biraz kirli bir sound'u var, dolayısıyla dinleyenleri biraz yorabilir. Parçanın kısa tutulmuş olması bu noktayla bağlantılı olmalı, zira remix versiyonu daha uzun.
7,5/10

        4- “Son Şansın”

        “Son Şansın” da hareketli olmakla birlikte “Para Sendromu” ve “Nokta”dan daha yumuşak bir müziğe sahip. Parçada piyasa eleştirisi ve sosyolojik tespitler yanında melankolik ve dinî içerikli sözler var; bu açıdan biraz karmaşık bir şarkı olmuş diyebiliriz. “Para Sendromu”nda battle rap'in kötü örneklerini eleştiren Alem bu şarkıda da arabesk rap'i ve arabesk rap dinleyicilerini eleştirmiş. (O zamanlar furya hâline gelen arabesk rap; rap demeye çok da müsait olmayan, arabesk müziğin yozlaşmış bir türüydü. Türkçe rap içinde kabul gören olgun arabesk rap ise başta Yener Çevik ve Ahiyan tarafından icra edilen tarzdır.) “Son Şansın” isabetli sözler içermekle birlikte -bizce- albümdeki çoğu şarkının altında kalmış.
6/10

        5- “Her Şey Yolunda”

        “Her Şey Yolunda” parçası da Alem DM'in kimi sosyolojik tespitlerini ve şikâyetlerini içeriyor. Parçanın adı dile getirilen olumsuzluklara karşı ironi niteliğinde. Nakarat müziğe ve verse'lere göre fazla tansiyonlu olmuş, biraz daha alttan söylenseydi daha iyi olabilirdi. Şarkı, birtakım önemli mesajlar içermesine karşın albümün zayıf halkası olmuş.
5/10

        6- “Bizim İşimiz Rap”

        Beat'i oldukça hoş olan şarkı albümdeki party rap'lerin en sağlamı olmuş. Dinleyiciyi rahatça yakalıyor ve parça bitene kadar bırakmıyor; döngüye alınmaya müsait bir şarkı. Ritmin akışına uyarak rahat bir edayla söylenen sözlerde mesaj kaygısının geri plana itilmemiş olması da es geçilmemesi gereken bir özellik. Şu da var ki ilk verse rahat söyleyiş, ikinci verse ise sosyal mesajlar açısından öne geçmiş; bu bağlamda bütünleşiklik açısından “Aynen” şarkısı daha sağlam denebilir.
9/10

        7- “İçindekileri Dök”

        Bu kadar hareketli parçadan sonra -isminin yarattığı beklentiye uygun olarak- bir melankolik rap'le karşılaşıyoruz. Albümün en iyi şarkılarından olan “İçindekileri Dök” sağlam duygusal sözler içeriyor, ritmi de çok güzel. Nakarat ritmik ve tematik açıdan Sagopa Kajmer'in “Bebeğim Öldü” şarkısının nakaratıyla benzerlik gösteriyor. “Parçalarım gelip ben'le yol aldı.” cümlesi de bize Montaigne'in “Ben kitabımı yaptığım kadar kitabım da beni yaptı.” cümlesini hatırlattı. Melankolik rap severlerin listelerine girebilecek bir şarkı.
10/10

        8- “Tek Başıma”

        Müziği çok hoş olan “Tek Başıma”, duygusal sözlerin hareketli bir müziğe de gayet yakışabildiğini gösteren bir parça. Bir önceki şarkıdan daha hızlı bir ritimde ilerliyor, nakarattaysa coşuyor. Böyle derin sözlere sahip bir şarkının nakaratı belki biraz daha sakin bir edayla söylenebilirdi; ama beat'in etkisiyle bu tarz bir okuma tercih edilmiş olmalı. Şarkıda ele alınan mevzular biraz daha detaylandırılmaya müsait gibi duruyor, muhabbet biraz kısa kesilmiş gibi. Alem DM kendisini ifade etmeye çalışmaktan yorulmuş bir kimliği yansıtmak için böyle bir kurguyu tercih etmiş olabilir; “Hele bir hisset sesimi” cümlesi bu bağlamda manidar bir es veriş olmuş.
9/10

        9- “Birinci Adım” (feat. Ruger)

        Alem DM'le Ruger'in beraber kaydettikleri şarkı party rap'in güzel bir örneği. Müzik dansa ya da arabada dinlemeye elverişli, sözler de rap sanatıyla ve yaşantısıyla ilgili. Diğer hareketli şarkılarda sosyal mesajlar da varken bu şarkı rap özelinde gitmiş; bu açıdan farklı bir çeşnisi var. Nakaratın ortaklaşa söylenmiş olması güzel bir detay, Ruger'in verse'ü de parçayı uçuşa geçiriyor.
8,5/10

        10- “Mesafe Kalmaz”

        Albümdeki en sert şarkı olan “Mesafe Kalmaz”, gece hayatıyla ve rap piyasasıyla ilgili eleştirel bir parça. Party rap ile hardcore rap'in karışımı gibi olan şarkı az da olsa küfür içeriyor. Önceki parçalarda eleştirilerini daha sakin şekilde dile getirmiş olan Alem bu parçada sert bir tavır takınmış. Parçanın öne çıkan yönleri ise müziği ve nakaratı. (Aslında bu parça albümdeki diğer şarkılardan daha eski. 2011'de single olarak yayınlanmış, bu albüm için tekrar seslendirilmiş. Bu versiyonun daha güzel olduğunu belirtelim.)
6/10

        11- “Nokta (ALMX) (Remix)”

        Albümlerde bir veya birden fazla şarkının remix versiyonunun bulunması bizce güzel bir tercih; “Nokta” şarkısı da remix için isabetli bir seçim olmuş. Remix'te orijinal versiyondaki kirlilik yok, gelgelelim bu sefer de beat baskın olduğu için sözlerin önüne geçmiş. Sondaki saf müzik kısmı ise kulağa hoş geliyor. Bir şarkının iki versiyonuna farklı puan vermeye gerek görmüyoruz, aynı puanı vermemiz durumunda da albüm ortalaması etkilenir. Remix versiyonu puanlama dışı bırakmak en doğrusu.
0/0

        Albüm Ortalaması: 7,9

        Alem DM ilk albümüyle çok iyiye yakın iyi bir ortalama tutturmuş. Albümde hareketli şarkılara ağırlık verilmiş, ortalamayı aşağı çeken şarkılar da yine hareketli şarkılardan birkaçı olmuş. Alem DM ileriki dönemlerinde sanatını geliştirdi ve Aynen'in de üstüne çıkabilen albümler ortaya koydu. İleriki albümlerde -Studio Kliniği istisna olmak üzere- melankolik tarafının bu albüme kıyasla daha ağır bastığını da ekleyelim. Bununla birlikte Aynen albümü de eskimeyecek parçalar barındırdığı için değerini korumaya devam ediyor.