Türkçe rap'in zirve
isimlerinden olan Ceza; ilk solo albümü Med
Cezir'i
2002'de çıkarmıştı. (Daha önce yer aldığı albümler Yeraltı
Operasyonu isimli
toplama albüm, Sagopa ile birlikte [Asya Sentez] yaptığı Toplama
Kampı ve
Fuchs ile birlikte [Nefret] yaptığı Meclis-i
Âlâ ve
Anahtar
albümleriydi.)
Albüme adını veren ve klip çekilen “Med Cezir” şarkısı,
Ceza'nın geniş kitlelerce tanınmasına vesile olan bir şarkıydı.
Daha önceki örnekleri (Cartel, Nefret) bilmeyen o zamanki nesil,
rapi “Med Cezir” ile tanımıştı. Klibin etkileyiciliği
yanında “Koşturmak boş durmaktan iyidir, boş durmak boş
koşmaktan yararlı” gibi tekerlemeye benzeyen, ancak tekerlemenin
aksine anlam yüklü olan sözler dikkat çekiyordu. Klip; albüm
çıkar çıkmaz olmasa bile bir iki sene sonra popüler hâle
gelmişti. (Ceza da bir röportajında “Rapstar'ı yaptığımda
Med Cezir popüler oldu. Yerli Plaka'yı yaptığımda Rapstar
popüler oldu.” demişti yanlış hatırlamıyorsak.) Her neyse,
Ceza'nın kariyerinde ve Türkçe rapte bir köşetaşı olan bu
albümü incelemeye çalışacağız.
Med
Cezir albümü,
intro ve outro bulunmayan, toplamda 13 şarkıdan oluşan bir albüm.
Albümde iki tane düet parça var. Beatler ve prodüksiyon ise o
zaman beatmaker olarak DJ Mic Check ismini kullanan Sagopa Kajmer'e
ait. Şarkılara geçelim.
1-
“Med Cezir”
Ceza'nın
şairâne bir dille yazdığı klasik parça. Protest ve duygusal
özellik gösteren parça, erişilmesi zor bir edebî değer
taşımakta. Rap'in neden “Ritmik şiir” olarak nitelendiğinin
yanıtı olarak gösterilebilecek bir şarkı. İçinden
seçilebilecek ve üzerine kompozisyon yazılabilecek özlü sözler
var. “Yalnızken utanma, aç kalbini, gir topluma, göster haydi
kendini ve buradayım de.” hitabı önemli. “Hoş tutmak gönlü
yas tutmaktan zormuş” ve “Hayalet olana dek beklemek mi gerek
acep” dizeleri, hayatta yapmadıklarımızı ve değerini
bilemediklerimizi hatırlatıyor. Bu konuda şöyle bir hikâyeye de
rastlamıştım:
Bir
hoca; öğrencilere “Yarın öleceğinizi bilseniz bugün neler
yapmak isterdiniz?” konulu bir yazı yazmalarını söylemiş.
Öğrenciler, hayatlarında önemli olan kişilere sarılmak, dargın
olduklarıyla barışmak kabilinden şeyler yazmışlar. Hoca
yazıları okuduktan sonra şu soruyu sormuş: “Peki, bunları
yapmak için neden ölmeyi bekliyorsunuz?”
“Nargilenin
dumanına benzer hayallerim, sadece beni zehirler ve uçup gider”
güzel bir teşbih olmuş.
10/10
2-
“Tek Bir İhtimal Var”
Duygusal
bir beat üzerine protest temalı bir parça “Tek Bir İhtimal
Var”. “Med Cezir”den farklı olarak, cümleler günlük konuşma
veya hitabet tonunda ilerliyor. Old school rapte bu konuşma stili
daha fazla görülmekteydi. “Bosphorus laboratuvarlarında...”
diye başlayan kısımda cümleler iyice uzunlaşıyor ve müziğin
ritmi iyice geri planda kalıyor; ama verilen mesajlar itibarıyla
oldukça güzel bir kısım. Ceza burada “Memoli modelinde bir
polis hayal edemediğin gibi doğru konuşanın da kazanacağını
zannetmiyorum hiçbir zaman için.” demiş. 90'lı yıllarda doğan
çocuklar Yılan Hikâyesi dizisiyle büyümüştü; dizinin baş
karakteri Memoli de çocukların idollerindendi. Memoli'nin hikâyesi
yıllar sonra Dedektif Memoli diye bir diziyle hortlatılsa da bütün
oyuncular değişmişti; hikâye de gereksiz bir tekrar olmaktan
öteye geçiyor gibi bir izlenim uyandırmıyordu.
Şarkıya
döncecek olursak, şu mesaj da önemli: “Gençlerin UEFA
Kupası'ndan başka övünecekleri şeyler olmalı.”. Futbol,
özellikle gençler için bir çekişme ve kavga vesilesi oldu ne
yazık ki. Başkalarının başarıları üzerinden birbirine caka
satmak, alan ve yaş farkı olmadan hepimizde mevcut bir bireysel /
toplumsal hastalık diyebiliriz. Bunları eleştiri konusu yapan rap
de özellikle bir dönem yaşanan Ceza - Sagopa zıtlaşmasından
sonra gençler arasında birbirini ötekileme ve küçümseme yarışı
başlattı. Şimdiki gençlerin bir kısmı da UEFA Kupası yerine,
birtakım rapçileri dinliyor olmakla övünür hâle geldiler. İddia
ve tartışma konuları farklı; ama gereksiz övünme ve gereksiz
kavga hep yerli yerinde duruyor maalesef. “Metafiziksel ihtilâl”
ne zaman ve nasıl gerçekleşecek bilemeyiz. Herkes kendi kafasında
yarattığı ihtilâli özlüyor belki de, ama hangisi kendini
fiziksel plandan soyutlayabiliyor; orası ayrı mevzu.
10/10
3-
“Sokak Sanatı”
İş
hayatının, geçim kavgasının konu edildiği parça, protest rapin
hâlâ yerini koruyan en güzel örneklerinden biri. Beat'i ve ritmi
de çok hoş. “Sokaktaki sanatçı ödül almaz.” ve “Keyfi
tıkır olan acaba bunları duyar mı?” gibi sitemlerin haklılığı
tartışılmaz.
10/10
4-
“Meclis-i Ala”
Meclis-i
Ala İstanbul;
Nefret grubunun ilk albümünün ismiydi. Bu parçada da Ceza ve
Fuchs bir arada; arada “Arkadaşlar” kelimesini de Sirhot
söylemiş olmalı.
Parçada
Ceza ağırlıklı olarak protest sözler söylemişken Fuchs
melankolik yazmış. Müzik çok hoş, yatıştırıcı. Ceza günümüz
Türkçesinde pek kullanılmayan bazı Arapça kelimeler de
(müzevvir, mülevves, desise vs.) kullanarak sözcük dağarcığının
genişliğini göstermiş.
Şarkının
sonundaki respect kısmı birçok dinleyiciyi geçmişe götürecektir.
Bu kısmın; Ceza'nın seneler sonra söyleyeceği “Rap tekti”
(“Yok Geri Dönmek”) ifadesinin açılımı niteliğinde olduğunu
söyleyebiliriz. Şimdi yollar ayrılmış; herkes kendi yolunda
yürüyor. Hayırlısı diyelim.
10/10
5-
“Buz Dağları”
Protest
bir parça daha. “Faydalan yalan dolanla kandıransan / Buz
dağlarında mahsur kaldı insan” ifadeleri, yıllar sonra biraz
değişik şekilde “Dünden Ne Kaldı”da da karşımıza
çıkmıştı. “Tokken kimse gelmez akla”, “Hayatı karartmaya
yeter sadece bir imza”, “Vaat edilen her güzel şeyde, her özel
şeyde doğruluğun payı azaldı”, “Genelde görünen her şey
sahtedir” gibi iğne batırıcı sözler var. Bu olumsuzluklar
karşısında insanın iç sesinin soracağı soruyu da sormuş Ceza:
“Söyle âlim insan, sence bunlara değer mi?”
10/10
6-
“Anladın mı Derdimi Bu....!”
İsmi
itibarıyla duygusal bir çağrışım yaptıran şarkı; hoş bir
slow müzik üzerine battle ve protest türde sözler barındırıyor.
O zamanki “wack MC”lere (kötü rap icracısı) eleştirel sözler
söylenmiş. Siyasi ve sosyal çarpıklıklar dile getirilmiş. Arada
birkaç küfürlü ifade de kullanılmış. “Rap bizim kültürümüz
değil; peki pop kimin, rock kimin, arabesk kimin?” hitabı çok
yerinde olmuş. Nakarat İngilizce kelimeler olmasa daha iyi
olabilirmiş sanki
8/10
7-
“Savaş Çocukları”
Adından
da anlaşılacağı üzere savaşı ve savaşın çocuklar üzerindeki
etkisini anlatan bir parça. Nakaratı olmayan şarkının anlatımcı
bir yapısı var. “Yeter artık, onlar gülmeli.” denerek
bitirilen şarkı, keşke bu şarkıların yazılmasına hiç gerek
olmasaydı diye düşündürüyor.
8,5/10
8-
“Kalbim, Rapim, Nefretim, Cezam!!”
Parça;
Ceza'nın toplumsal sorunlar ve rap camiası içinde konumunu öne
çıkardığı bir şarkı. Sade bir beat'i var. Daha önce Fuchs'la
Anahtar
albümünü
çıkaran Ceza, bu parçada da “Hiphop bir anahtar” demiş.
Konular ve beatler birbirine az da olsa benzediği için, bazı
şarkıları diğerlerinin bir tık altında kalmış olarak
görüyoruz. Kanaatimizce bu şarkı da örneğin “Buz Dağları”nın
seviyesine çıkamıyor.
7,5/10
9-
“Komedyenler İş Başında”
Albüm,
melankolik gidişatına bu parçayla ara veriyor. Oldukça ilginç
bir beati var ve Ceza da alay eder bir tavır takınmış. DJ Funky C
ile düet olan parça çoğunlukla Ceza'nın ilk verse'ü için
dinleniyor olmalı. Hatta sadece sözlerin hızlandığı kısım
için dinleyenler de olabilir.
Ceza
bu parçada sesini çok iyi kullanmış ve sözlerine günümüzde
pek kullanılmayan Arapça kelimeler serpiştirmiş (efsun, fasih,
lahza, muvazene vs.). Zamanında siyasilerin “Herkese iki anahtar”
(ev ve araba) vaat ettiklerini düşünürsek, “Vaat edilen her şey
çok komik lan” alayı daha bir rayına oturuyor. Protest temanın
alayla birleştirildiği güzel bir örnek.
8/10
10-
“Ceza Sahası”
Ceza'nın,
mahlası üzerinden kelime oyunu yaptığı bir ifade “Ceza
sahası”. Girişte ve sonda söylenen “Bi' mini mic” kısımları
“Holocaust”un ve “Bir Minik Mikrofon”un habercisi gibi. Ceza
nakaratta “Bayanlar ve baylar” dese de özellikle bayanların
olduğu yerde söylenmemesi gereken birtakım sözler kullanmış. Bu
bakımdan albümün en sert parçası olan şarkı, aynı zamanda en
zayıf şarkı olmuş diyebiliriz.
5/10
11-
“Kalbim Reosta”
Yine
protest temada bir şarkı. Bu şarkıyı Ceza daha önce Asya
Sentez albümünde
solo olarak seslendirmişti; zaten şarkıda “Asya Sentez”
ibaresi geçmekte. Bu ikinci versiyonda ilk versiyondaki ikinci verse
atılmış; Ceza'nın bir verse'ü ile Sirhot'un bir verse'ü
eklenmiş. Sirhot'a ait olan verse İngilizce. İlk versiyonda “Asya
Sentez kendini bilmezlere benzemez.” şeklinde olan cümle, bu
versiyonda “Benim sentez kendini bilmezlere benzemez.” şeklinde
söylenmiş.
İkinci
verse'te (İlk versiyonun ilk verse'ü) özellikle çocuklara hitap
edilmiş. Ülkemizde Noel Baba'ya inanan çocuk var mı bilmiyoruz,
ama Ceza'nın Noel Baba efsanesine karşı çocukları uyarması çok
yerinde olmuş. Nakarat, kafiyenin belki de en akılda kalıcı
olduğu nakarat.
8,5/10
12-
“Dejavu”
Albümde
melankolik ve felsefi düşüncenin en ağır bastığı şarkı olan
“Dejavu”, Ceza'nın da melankolik rapte güzel şarkılar
üretebildiğinin kanıtı niteliğinde. Nakarat olmayan parçada,
sürekli aynı sorunlarla boğuşuyor olmak ile “dejavu” diye
adlandırılan his arasında bağlantı kurulmuş. Hem kısalığı
hem yatıştırıcılığı itibarıyla güzel bir albüm çıkış
parçası (outro) olabilirmiş. Sonda “Açık Arttırma” yerine
“Dejavu” olsaydı belki daha isabetli bir seçim olurdu.
9/10
13-
“Açık Arttırma”
Albümün
azınlıktaki hareketli parçalarından. Bu şarkı da görece kısa
olması sebebiyle sona konmuş olmalı. Protest sözlerin en gaza
getirici şekilde söylendiği parça olmuş diyebiliriz. İkinci bir
verse olmayışı tadı damakta bırakıyor diyebiliriz; ama uzatıp
tadını kaçırmaktansa tadında bırakmak daha iyi.
10/10
Albüm
Ortalaması: 8,80... ~ 8,8
Med
Cezir,
zamanının en çok ses getiren albümlerinden biri. Sadece o zaman
için değerlendirdiğimizde değil, bugünden baktığımızda dahi
8,5 - 9 civarı puanları rahatlıkla hak eden bir albüm. İntro -
outro olmaması, protest temanın öne çıkarılması ve ortalamayı
aşağı çeken şarkıların görece az olması albümün 8,8
ortalamayı tutturmasını sağlıyor.
Ceza
sonraki dönemlerde tekniğini ilerletti; kullandığı beat'lerin
soundları çeşitlendi ve protest tema yanında pop-rap ve battle
türüne ağırlık vermeye başladı. (Birçok şarkısında sosyal
mesajlar vermeye devam etti tabii.) Ceza'nın bu ilk solo albümünün
aldığı puan, erişilmesi oldukça güç bir puan; bu da albümün
ne kadar değerli olduğunu ve Ceza'nın, işinde ne kadar
profesyonel olduğunu göstermekte. Ceza'nın özellikle Onuncu Köy ve Suspus albümleriyle çıtayı daha da yukarı çektiği söylenebilirse de bu albüm bazılarının gönlünde taht kurmaya devam edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder