2 Eylül 2020 Çarşamba

CEZA - SUSPUS ALBÜM ANALİZİ


        Ceza'nın, Onuncu Köy albümünden beş sene sonra (2015'te) çıkardığı Suspus, araya giren süre dolayısıyla beklentileri yükselten bir albümdü. İlgili röportajda Ceza'nın “En iyi albümüm” dediği albümü mercek altına alacak ve bu konuda Ceza'yla hemfikir olup olmadığımızı belirtmiş olacağız.

        Biri intro, biri outro olmak üzere toplam 13 şarkıdan oluşan albümde -geçen albümden farklı olarak- bir de düet parça bulunuyor. Ceza bu düeti Sansar Salvo ile kaydetmiş. Bir tanecik de olsa düete yer verilmesi güzel olmuş. Bu onurun Sansar Salvo'ya ait olması da dikkat çekici bir nokta. Sözü fazla uzatmadan puanlamalara geçelim.

        1- “Hoşgeldiniz” (İntro)

        İçinde söz de barındıran bir intro. İsim güzel seçilmiş. Ceza, uzun bir aradan sonra dinlecilerine yeni bir albüm sunacak olmanın şevkiyle “Hoşgeldiniz” demek istemiş olabilir. Müziğin ritmi hoş.
8,5/10

        2- “Suspus”

        İntrodan hemen sonra, albüme adını veren şarkı geliyor. Bunlar alışık olmadığımız hareketler. :-) Onuncu Köy albümündeki durumun aksine, bu albümde albümün ismini taşıyan şarkıya klip gelmişti. Müzik biraz kasvetli, sözler ritme uygun. Nakarat da alışılmışın dışında olarak biraz uzun. Şarkının kelime kadrosu günlük dilden uzak kelimeler de içeriyor. Kovboy/goygoy gibi çizgidışı, yaratıcı rhyme'lar var. “Suspus” kelimesi, Norm'un 2010 sonrasındaki durgunluğuna bir gönderme olmalı; zaten “Perakende rapleriyle benle uğraşanlara öğrettim pandomim” denmiş. Diğer eleştirilerin de bir kısmı Norm'a yönelik. Güzel bir şarkı.
9/10

        3- “Milyon Farklı Hikâye”

        Albümün protest şarkıları içinde en duygu yüklü olanı. Müzik çok hoş; Ceza da şiirsel sözler söylemiş. Anlattığı şeylerin acılığı bir yana, şarkı dinleyeni alıp götürüyor. “Hiç kan dökülmesin diye var âşıkların atışması” sözü rap kültürünün de dayandığı noktayı belirtiyor diyebiliriz. (Günümüzde düzenlenen freestyle etkinlikleri maalesef olması gerektiği gibi icra edilemedi. Genellikle küfrün ve aşağılamanın gırla gittiği bu organizasyonlar için Yener Çevik'in oldukça haklı eleştirisini hatırlamakta fayda var: “Freestyle rap yarışını izledim; kavga var, rap yok.” [“Bi' Siyah Bi' Beyaz”]) Nakarat çok şairâne. “Şaheser” nitelemesini hak eden bir parça.
10/10

        4- “Ne de Zor”

        Bir önceki duygu yüklü şarkıdan sonra duygu değişikliğine giriyoruz. Eski filmlerin dans sahnelerini hatırlatan müziğe Ceza akıcı sözler yazmış. Nakarat güzel; dile getirdiği felsefe de önemli. Girdap ve bataklık, genellikle kötü durumlar ve/veya kötü alışkanlıklarla bağlantılı olarak kullanılır. Burada Ceza'nın “Tek adımda girdaptan kaçmak ne de zor.” diyerek işaret ettiği hakikat, insanın bazı davranışları sergilemekten veya bunlara maruz kalmaktan kolayca kaçamayacağı gerçeği. “Hedef” derken de temiz bir hedef kastediliyor. İnsan, kendine çekidüzen vermek için bir hedefe, değişimin sonunda onu bekleyen bir ödüle ihtiyaç duyabiliyor. Tünelin sonundaki ışığa vurgu yaparız hep, ama tünelden çıkıldığında kavuşulacak özgürlüktür işin esas önemli noktası.

        Verse'ler nakarat ve ritim kadar öne çıkmıyor; zaten nakarat bilerek ön plana çıkarılmış. Nakaratla uyum açısından ikinci verse biraz daha sağlam diyebiliriz. “Ne ustam var, ne üstadım” cümlesi de dikkat çekici. “Dünyada para etmezsin, ne işin var ayda?” sorusu çok haklı.

        Şarkı biraz çizgidışı olmuş. Bunda Roka'nın bu çizgidışı beat'i hazırlamasının payı var; ama hoş bir müzik. Albüm içinde güzel bir çeşni olmuş; ama bu husus parçanın diğer şarkıların biraz altında kaldığı gerçeğini değiştirmiyor bize kalırsa.
7/10

        5- “Ders Al”

        Daha önce “Feyz Al” isimli bir şarkı yapan Ceza, bu parçayı bir nevi “Feyz Al Part 2” niteliğinde yapmış. Flow açısından albümün en sağlam parçalarından. Teknik açıdan ders niteliğinde. İkinci verse resmen öğretmen tokadı atıyor. Ama albümün tokat niteliği taşıyan asıl parçası “Kim Olduğunu Unut” tabii ki.
8,5/10

        6- “Kime Anlatsam”

        Bir protest şarkıyla daha karşılaşıyoruz. “Kime Anlatsam”, oldukça sağlam bir parça olmuş. “Milyon Farklı Hikâye”ye hem içerik hem de yatıştırıcılık açısından benziyor. Biraz daha kasvetli olması dolayısıyla farklılık gösteriyor. Merkezine de sıcak savaşı değil, bir nevi soğuk savaşı almış. İkinci verse'te “Memleketimde ya fes ya fötr şapkalar takılır/Seçenek yok bu dünyada; ya sağdasın ya solda” diyerek kutuplaşmaların sığlığı ve anlamsızlığına değinmiş Ceza. Memleket insanı modern - muhafazakâr, gelenekçi - Batıcı, laik - dindar gibi iki taraftan birine dâhil olmak ve bu kutupların getirisi olan davranış biçimlerine göre hareket etmek zorundaymış gibi yaşadı / yaşatıldı. Sonunda, belki de kendi kişiliği olmayan, “kendini gerçekleştirmek”ten fersah fersah uzak insanlar hâline geldik. Haricîler (Dinî terim olarak kullanmıyorum. Kutuplaşmaların dışında [haricinde] kalmaya çalışanları kastediyorum. Tabii kendini haricî zannetse de bir kutba dâhil olmaktan kurtulamayan kimseler de var.) diğer iki kutba “Kendinize gelin.” deseler de sesleri duyulmayacak kadar az sayıdalar veya seslerini duyursalar bile söylenenleri dinlemek ve “durup düşünmek” kalabalıkların işine gelmiyor. Ceza'nın “Kime anlatsam, kime dinletsem, kime göstersem?” demesi de bundan. Yine on numara bir şarkı.
10/10

        7- “Kolay Gelsin”

        Ceza, melankolik bir beat üzerine battle patlatmış bu sefer. İsmail Genç'in çalışması olan beat çok hoş. “Kendisinden başkasını düşünene kolay gelsin” cümlesinden güzel motto olur. Tabii sırf kendisinden başkasını düşünmek de enayilik oluyor. Bencillik de enayilik de kötü; ikisinin ortasını bulmalı.

        Ceza bu parçada kelimelerin telaffuzuyla daha rahat oynamış. İlk cümlede “Kıyasladıklarınızın çoğu benim oğlum” diyerek çok önemli bir noktaya değinmiş. Özellikle hız açısından Ceza ile birtakım rapçileri karşılaştıranlar çok olmuştu. Ceza da bu işin Türkiye'deki öncülerinden olduğu için bir nevi “Ayık olun.” demiş. “Şimdiki rapçiler benim karanlıktaki fenerim” diyerek genç rapçilere göndermede bulunan Ceza, “Yeni bir soluk gerekir rape ve yeni atmosfer” diyerek de rapin gelişmesi gerektiğini söylüyor. Ülkemizde bilindik ve bilinmedik birçok rapçi var. Çok sağlam işler çıksa da göz önündeki bazı isimlerin belli modalara kendilerini kaptırdıkları veya kısır kavgalardan sıyrılamadıkları da bir gerçek. Suspus gibi albümler bir çeşit soluk oluyor; ama bir oksijen tüpüyle bir atmosfer aynı şey değil. Rap; kavgaya ve pop kültürüne karşı yeni bir atmosfer sağlamak için ortaya çıkarıldı. Ama bu atmosfere salınan zehirli gazlar fazlalaşınca rap sağlıklı bir atmosfer olmaktan çıktı da diyebiliriz. Günümüz rap piyasasındaki bazı işler eskiye göre farklı; ama bu farklılık Ceza'nın kastettiği biçimde olumlu değil maalesef. Bu sebeple, yeni yaşam kaynakları arama misali, oksijen kaynağı rapçileri de arayıp bulmak gerekiyor.

        Şarkıda geçen “Benimki diploma, seninki su faturası” ifadesi tek başına kulağa biraz garip geliyor, “Benzetecek başka bir şey yok muydu?” denilebilir. Buradaki “fatura” kelimesi, biraz da “kasatura” ile kafiyeli olsun diye seçilmiş olmalı. Fikrin kafiyeyi yönlendirmesi bir yana, kafiye de fikri yönlendirebiliyor. Pop müzikte bunun saçma sapan örnekleri varken rapte biraz daha özgünlükle sağlanabiliyor bu. Ceza da kelime dağarcığının geniş olması hasebiyle bu tarz acayip virajlar almaktan çekinmeyen bir isim. Özgünlük ve yaratıcılık namına yadırganmayı da göze alıyor diyebiliriz.
9,5/10

        8- “Yok Geri Dönmek”

        Çok sonraları albümün ikinci klibinin geldiği parça olan “Yok Geri Dönmek”, albümün en iyi şarkılarından. Klip, “Suspus”unki gibi bir iş değildi; çoğunlukla bilgisayar işi, biraz da -hatta bayağı bayağı- saçma bir işti. Şarkının içeriğiyle uyumsuzdu. Ceza şarkıda “Yok Geri Dönmek” derken, “çıkılan yoldan geri dönmek yok” anlamında söylüyor. Klip ise meseleye, geçmişi geri getirmek gibi bir noktadan yaklaşmış. Dinlediklerimize farklı manalar vermek bir ölçüde anlamlı; ama söylenenleri oraya buraya çekiştirmek o nispette zararlı. Klibin konusu umarız Ceza'nın fikri değildir.

        Klibi yeterince gömdük; şarkıya gelelim. Beat kısa bir melodinin sürekli tekrarına dayanıyor; ama fazla yadırganmıyor. Roka güzel bir iş çıkarmış, Ceza da ritme uygun sözler yazmış. Flow ve flex açısından oldukça sağlam bir parça olmuş. İçerik yine protest. Daha önceleri de çeşitli vesilelerle dizileri eleştirmiş olan Ceza, bu parçasına “Bir sıra diziler, beyninin ebesini beller / Gençliğin beynini yerler” diyerek başlamış. Birçok konuya temas eden parçada nakaratların değişimli olması güzel. Şarkı sözleri çok uzun, kelime kadrosu da geniş hâliyle.

        Ceza'nın hız açısından diğer rapçilerle karşılaştırıldığına yukarıda değindik. Bu iş, genelde belli saniyelik kesitlerde söylenen kelime sayılarının karşılaştırılmasıyla yapılıyordu. Ama “Ali” de desen bir kelime, “Abdurrahman” da desen bir kelime. Ceza, bu sebeple parçada “Kelimeleri demedim ama heceleri sayın” diyor olmalı. “Rap tekti; bak şimdi kaça bölünüyor” diyerek de rap içindeki kamplaşmalara işaret etmiş. “Bırak ağlatmayı da ol didaktik” diyerek de melankolik rap'i önceleyenlere eleştiri getirmiş. (Bu eleştirinin raple sınırlı olmadığı da söylenebilir.) “Belediye”, “kanepe” gibi kelimeler kafiyenin yönlendirmesiyle seçilmiş gibi. “Belediye” neyse de “kanepe”nin biraz sırıttığını söyleyebiliriz.
10/10

        9- “Bulanık Sular”

        Albümün en ayrıksı şarkısına gelmiş bulunuyoruz. Güzel bir melankolik şarkı olan “Bulanık Sular”, alışılmış rap tekniğinin dışında bir parça. Ceza'dan pek beklenmeyecek bir iş; öte yandan üstadın beatle uyumu yakalaması ise tabii ki kendisinden beklenen bir şey. Da Poet'in beati ve Ceza melankolisi birleşince ortaya muazzam bir iş çıkmış. Verse bitişleri de (“Herkesi kandır / Kanmaz Yaradan”, “Kimse yanında kalmaz bir anda”) oldukça etkileyici.
10/10

        10- “Sor Bize”

        Albümün tek düeti olan battle parça gaza getirici bir ritme sahip. Sansar ve Ceza kendi tarzlarında verse'ler yazmışlar; birbirlerinden biraz farklı stilleri var. “Rape olan itikadın zayıf” cümlesiyle başlayan son verse parçayı uçuruyor. Nakarat bozuk plak stiliyle oldukça ciks.
8,5/10

        11- “Kim Olduğunu Unut”

        Yine duygusal bir beat üzerine battle ve protest içerikli bir parça geliyor. Bu şarkı için albümün tokadı niteliğinde demiştik. Geçen albümde “Bir Var Bir Yok”la Norm'u eleştiren Ceza; bu sefer Norm'a “Öğretmenin benim, girdim işte bak sınıfa / Öyle bakma bana, ayağa kalk, kalk, kalk” diyerek, kendisinin rapteki konumunu hatırlatıyor. İkinci verse'te pop kültürünün eleştiri konusu yapıldığı satırlar çok önemli. “Bir yanda cezalet, bir yanda cehalet; daha var mı lan?!” kısmında kullanılan “cezalet” kelimesi gerçek anlamda kullanılmış olması yanında Ceza'nın mahlasıyla da uyum arz ediyor. Son verse melankolik. Üstat, şarkıda hem sahne ismiyle daha önce “Holocaust”tta da yaptığı kelime oyununa yer vermiş, hem de gerçek ismiyle yeni bir kelime oyunu yapmış. (“Ben Allah'ın Ceza'sıyım” & “Bense bu hain dünyadaki kalan en son bilginim”) Ceza; albüm boyunca söylemiş olduğu içi dolu cümlelerle felsefi bir duruş sergilediği için, “Bilgin”in sadece isimden ibaret olmadığını söylemek istemiş diyebiliriz. Kendini övmenin sanatsal biçimi.
10/10

        12- “Aç Kalbini”

        Albümün görece soft, eğlenceli parçalarından. Albüm battle ve protest ağırlıklıyken “Ne de Zor” ile beraber bu parça ortamı hareketlendirme adına güzel görev görmüş. Ritmi itibarıyla kulağa hoş gelen bir parça. Tam olarak isminin uyandırdığı beklentiye uygun bir tema işlemiyor diyebiliriz.
7,5/10

        13- “Sessizlik” (Outro)

        Sözler serpiştirilen müzik Roka'ya ait. Bir önceki albümün aksine olarak, albüme belli bir katkısı olan bir outro olmuş (Klip de geldi hatta.). Sözler albümün ismiyle uyumlu içerik ve tonda (fısıltılı). Bir outro daha iyi olabilir mi bilemediğimizden on veriyoruz.
10/10

        Albüm Ortalaması: 9.11... (~) 9.1

        Suspus albümü farklı türde şarkıların biraz dağınık bir biçimde sıralanmasıyla oluşmuş. Onuncu Köy'den sonra beş sene ara veren Ceza, gerçekten her şarkısı ayrı işçilik kokan bir albüm hazırlamış.

        Suspus, ortalama olarak Onuncu Köy'le hemen hemen aynı puanı tutturdu. Şu var ki Onuncu Köy 15 parça içeriyordu. Ayrıca Onuncu Köy'ün intro ve outrosunun aldığı toplam puan 16 iken Suspus'ta 18,5. Bunlar dikkate alındığında burun farkıyla zirveye oturan albümün aslında Onuncu Köy olduğu söylenebilir. Ceza'nın Onuncu Köy veya Suspus'un tahtını sarsacak derecede güzel olan yeni bir albüm yapmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder